728 x 90

Fayların Oluşumu ve Türkiye Tektoniği

Fayların Oluşumu ve Türkiye Tektoniği

Yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 km kalınlığında oluşmuş litosfer diye adlandığımız bir taşküre bulunmaktadır. Kıtalar ve okyanuslar bu taş…

Yerkürenin dış kısmında yaklaşık 70-100 km kalınlığında oluşmuş litosfer diye adlandığımız bir taşküre bulunmaktadır. Kıtalar ve okyanuslar bu taş küre içerisinde yer almakta olup, depremler dahil tüm jeolojik oluşumlar bu kısımda meydana gelmektedir. Litosferin altında üst manto olarak da ifade edilen astenosfer ve altında ise çekirdek yani manto bulunmaktadır. Astonosferde oluşan kuvvetler, özellikle çekirdekte meydana gelen radyoaktif parçalanmalar sonucu ortaya çıkan yüksek ısı, konveksiyon akımlarının oluşmasına sebep olur. Konveksiyon akımlarının yukarılara doğru yükselmesi ile litosferde gerilmeler meydana gelmekte ve zayıf zonların kırılmasıyla da levhalar oluşmaktadır. Oluşan levhalar, bağlı oldukları kıtalarla birlikte, astenosfer üzerinde yüzmekte ve bizlerin hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedir.

Bu hareketle, bazı levhalar birbirinden uzaklaşmakta, bazı levhalarda birbirine yaklaşmaktadır. Levhaların birbirine değdiği bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar meydana gelmekte, levhalardan biri aşağıya doğru batarken, diğer levha üstüne bindirme yapmaktadır.

Yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin olduğu yerler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Birbirlerini iten ya da diğerinin altına dalan iki levha arasında, harekete engel olan bir sürtünme kuvveti vardır. Bir levhanın hareket edebilmesi için bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir. Sürtünme kuvveti aşılmasıyla deprem dalgaları ortaya çıkar ve yeryüzünde “Fay” adı verilen kırıklar oluşur.

Depremler, çoğunlukla zorladıkları levha sınırlarında meydana gelmektedir. Afrika levhası, Avrasya Levhasının bir başka değişle onun bir parçası olan Anadolu Levhasının altına dalarak, kuzeye doğru hareket eder ve Anadolu Levhasını sıkıştırır. Bu sıkıştırma sonucu, Anadolu Levhası kuzey ve güneydeki fay hatları boyunca batıya doğru hareket eder. Anadolu levhasının kuzey sınırı, Kuzey Anadolu Fayı (KAF)’dır. Güney sınırını ise, Doğu Anadolu Fayı (DAF)’ dır. Arap Levhasının sıkıştırması sonucu batıya kayan Anadolu Levhasının sınırlarında ve Afrika Levhasının, Avrasya Levhasının altına dalması sonucu Akdeniz’de ve Ege Graben Sistemi içerisinde depremler meydana gelir.  Bunun yanı sıra, Arap Levhasının sıkıştırması bu bölgelerdeki hareketlenme ile son bulmadığı için İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde de içsel deformasyon nedeniyle depremler olabilmektedir.

Depremler, doğanın kendini sürdürebilmesi için gerekli olan sismik hareketlerdir. Bu sayede; su döngüsü sağlanır, jeotermal yapılar meydana gelir, madenler ve tarım için elverişli topraklar oluşur. Faylarla çevrelenmiş olan ülkemiz, konumu gereği deprem hareketliliğinin çokça olduğu bir coğrafyada yer almaktadır. Bu sebepten, ülkemizin depremselliğine uyumlu kentler kurmalı, doğru mühendislik yöntemleriyle yapılar inşa etmeli ve doğru hareket tarzlarını alışkanlık haline getirmeliyiz. Unutmayalım ki, doğayla mücadele edemeyiz, ama uyumlu yaşayabiliriz.

 

Kaynaklar

Aylin Şaşmaz Sipahioğlu

1987 yılında İstanbul’da doğdu. Evli ve 2 çocuk annesidir. 2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesinden mezun oldu. Mühendislik proje ofislerinde Sorumlu Jeoloji Mühendisi olarak görev aldı. Süreç içerisinde, İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgilenmeye başladı. 2011 yılında İş Güvenliği Uzmanı belgesini aldı ve 2015 yılında da Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde İş Güvenliği alanında yüksek lisans yaptı. 2013 yılından beri çalışma hayatına Tez Medikal OSGB ’de devam etmektedir. Proje Ekip Liderliği, Proje Geliştirme ve ARGE Sorumlusu, Eğitmen gibi çeşitli pozisyonlarda görev alan Aylin ŞAŞMAZ SİPAHİOĞLU; ergonomi, acil durum yönetimi, İSG projelendirme, içerik üretim ve tasarımı gibi konularda çalışmalarını sürdürmektedir. Yapılan Çalışmalar /  Yayınlar • 2. Lojistik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu   "Lojistik Sektöründe İş Güvenliği İyi Uygulamaları ve Teknolojik Gelişmeler"  (LODER, Tez Medikal OSGB, Galatasaray Üni.) 2017 • 9. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi - Akademik Yayın: "Lojistik Sektöründe İş Güvenliği İyi Uygulamaları ve Teknolojik Gelişmeler" (Poster Sunum) 2018 • 24. Ulusal Ergonomi Kongresi –  "Oto- Tamir İstasyonu, Trim İşlerinde Çalışma Duruşlarının Ergonomik Analizi" 2018 • Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı - IOSH EXPO –  "Bir İçecek Üretim Tesisi, Forklift Çalışmalarında İş Sağlığı ve Güvenliği İyileştirmeleri" 2018 • Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı - IOSH EXPO – "İLO Sözleşmeleri ve Ulusal İSG Mevzuatında Ergonomik Düzenlemeler" (Poster Sunum) 2018 • Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı - IOSH EXPO – "Ofislerde Ergonomik Risklerin Değerlendirilmesi " (Poster Sunum) 2018 • 25. Ulusal Ergonomi Kongresi - “İşyerlerinde Ergonomik Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Taslak Çalışması “ 2019 • 2. Uluslararası Endüstriyel ve Çevresel Toksikoloji Kongresi -  “Çalışma Hayatında Yeni Düzen Evden Çalışma Modeline Yönelik Ergonomik Risk Analizi” 2020 • 7. Uluslararası İş Güvenliği ve Çalışan Sağlığı Kongresi – “Ergonomi Kökenli İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri” 2021 • 27. Ulusal Ergonomi Kongresi - “Çalışma Hayatında Yeni Düzen Evden Çalışma Modeli ile Hibrit Çalışma Modeline Geçişe Dair Ergonomik Risk Analizi” 202228. Ulusal Ergonomi Kongresi – “Ofis Çalışanlarında İşyeri Ergonomi Ölçeği Uygulaması” 2022

Son Yazılar