728 x 90

Şoförlerde Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları

Şoförlerde  Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları

Profesyonel şoförler, sadece yük ve yolcu taşımakla kalmayıp; ticaretin, tedarik zincirinin ve toplumsal yaşamın sürekliliğini sağlayan dinamik bir iş gücünü temsil etmektedirler.

Dr. Mete Ahmet Yalçın
DHL & Aras Kargo İş Yeri Hekimi

Profesyonel şoförler, sadece yük ve yolcu taşımakla kalmayıp; ticaretin, tedarik zincirinin ve toplumsal yaşamın sürekliliğini sağlayan dinamik bir iş gücünü temsil etmektedirler. Günümüz küresel ekonomilerinde, üretimden tüketime kadar uzanan her aşamanın kesintisiz işlemesi, büyük ölçüde bu meslek grubunun disiplinine, dikkatine, fiziksel ve psikolojik dayanıklılığına bağlıdır. Yolların sessiz profesyonelleri olarak şoförler, milyonlarca insanın günlük yaşamına dokunan kritik bir görevi yerine getirir; ulaştırma sisteminin görünmeyen damarlarını besler, hareketi sürekliliğe dönüştürürler.  Ancak bu yoğun sorumluluk yükü, uzun süreli oturma, titreşime maruziyet, düzensiz çalışma saatleri ve ergonomik yetersizlik gibi faktörlerle birleştiğinde kas ve iskelet sistemi hastalıkları açısından ciddi riskler doğurur.

Bu nedenle, profesyonel şoförlerde kas ve iskelet sağlığının korunması yalnızca bireysel bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda iş güvenliği, sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından da stratejik bir öncelik haline gelmiştir.

Yaygın Rahatsızlıklar ve Epidemiyoloji

Profesyonel şoförlerde kas ve iskelet sistemi hastalıkları (KİSH), işin doğası gereği yüksek prevalansa sahip meslek hastalıkları grubundandır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Avrupa Mesleki Güvenlik ve Sağlık Ajansı (EU-OSHA) verilerine göre, sürücülerde kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarının görülme oranı genel çalışan popülasyonuna kıyasla %40 oranında daha yüksektir. Özellikle bel ağrısı, boyun ve omuz bölgesinde kas spazmları, kalça ve diz eklemi problemleri, el ve bilek bölgesinde karpal tünel sendromu gibi rahatsızlıklar en sık bildirilen klinik tablolardır.

ABD’de National Institute for Occupational Safety and Health (NIOSH) tarafından yapılan kapsamlı bir çalışmada, uzun yol kamyon şoförlerinin %59’unda bel ağrısı öyküsü bulunduğu, bu oranın genel nüfusta %40’ın altında olduğu bildirilmiştir. Benzer şekilde İngiltere’de Health and Safety Executive (HSE) verileri, taşımacılık sektöründe çalışanların yaklaşık üçte birinin son 12 ay içinde kas veya iskelet ağrısı nedeniyle işe ara verdiğini göstermektedir. Türkiye’de yapılan sınırlı saha çalışmaları da benzer sonuçlar ortaya koymakta; özellikle uzun süreli oturma, ağır yük kaldırma, düzensiz dinlenme aralıkları ve araç içi titreşim gibi faktörlerin riskin ana bileşenleri olduğunu ortaya koymaktadır.

Aşağıdaki tablo, profesyonel şoförlerde sık görülen kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarını ve tahmini yaygınlık oranlarını özetlemektedir;

Çeşitli coğrafyalardan gelen bulguları karşılaştırmak amacıyla aşağıdaki tabloda kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarının farklı sürücü gruplarında görülme sıklıkları özetlenmiştir;

Bu veriler, kas ve iskelet sistemi hastalıklarının yalnızca ergonomik eksikliklerden değil, aynı zamanda psikososyal stres, düzensiz yaşam biçimi ve yetersiz egzersiz alışkanlıklarından da etkilendiğini göstermektedir. Dolayısıyla, etkili önleme ve koruma stratejileri yalnızca ergonomik müdahalelerle sınırlı olmamalı; fiziksel, davranışsal ve organizasyonel düzeyde bütüncül bir yaklaşımı içermelidir.

Temel Risk Faktörleri ve Patofizyolojik Mekanizmalar

Profesyonel şoförlerde kas ve iskelet sistemi hastalıklarının gelişimi multifaktöriyel bir süreçtir. Çalışma ortamı, fiziksel maruziyetler, ergonomik koşullar, psikososyal stresörler ve bireysel yatkınlık faktörleri bu sürecin temel belirleyicileridir.

1. Mekanik ve Ergonomik Faktörler

Uzun süreli oturma pozisyonu, bel kaslarının statik yük altında kalmasına yol açar. Bu durum, paraspinal kaslarda mikrosirkülasyonun azalmasına, oksijenlenmenin bozulmasına ve kas liflerinde metabolik yorgunluk gelişimine neden olur. Özellikle kötü ayarlanmış koltuk yüksekliği, bel desteği eksikliği ve dar kabin alanı, lumbal disk dejenerasyonu riskini artırmaktadır. Ayrıca araç titreşimleri (özellikle 4–8 Hz aralığındaki düşük frekanslı titreşimler), intervertebral disklerde mekanik stres oluşturur ve uzun dönemde bel fıtığı gelişimiyle ilişkilendirilmiştir (Bovenzi et al., 2015).

OSHwiki’de yayımlanan Avrupa İSG verilerine göre yolcu taşımacılığı sürücüleri, uzun süre oturma, kumanda kabininin boyutlarının yetersizliği ve tüm vücut titreşimi gibi fiziksel ve biyomekanik risklere maruz kalmakta; bel, boyun, omuz ve diz ağrısı en sık görülen şikâyetler arasında yer almaktadır.

2. Psikososyal ve Organizasyonel Faktörler

Uzun çalışma saatleri, teslimat baskısı, trafik yoğunluğu ve zaman kısıtlılığı, kronik stres düzeyini artırarak kas tonusunda artış ve psikojenik ağrı sendromlarına zemin hazırlar. Çalışmalar, stres hormonlarının (kortizol, adrenalin) kronik olarak yüksek düzeyde seyrettiği şoförlerde, ağrı eşiğinin düştüğünü, kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarının daha şiddetli seyrettiğini göstermektedir (Hägg et al., 2012).

Portekiz’deki çalışma, uzun çalışma saatleri, yeterli mola verilmemesi ve düzensiz vardiya sisteminin kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarını artırdığını ve sürücülerin % 68’inden fazlasında bel ağrısı, % 57’sinde boyun ağrısı görüldüğünü bildirmiştir. Çalışmada yüksek iş talebi, zaman baskısı, kötü yol koşulları ve yolcularla olumsuz ilişkilerin psikososyal risk faktörleri arasında olduğu vurgulanmıştır.

3. Yaşam Tarzı ve Bireysel Faktörler

Düzensiz uyku, sigara kullanımı, obezite ve fiziksel aktivite eksikliği, kas ve bağ dokularının rejeneratif kapasitesini azaltır. Özellikle abdominal obezite, bel bölgesine binen yükü artırarak mekanik stresin büyümesine neden olur. Bunun yanında, yaşla birlikte kas kütlesinde azalma (sarkopeni) ve bağ dokusunda elastikiyet kaybı da riski güçlendirici faktörlerdendir.

OSHwiki ve diğer akademik kaynaklar, sürücüler arasında sedanter yaşam tarzı, yetersiz fiziksel aktivite ve tütün kullanımı gibi faktörlerin bel ve boyun ağrılarını artırdığını belirtmektedir. Birleşik Krallık SOM rehberi, Loughborough Üniversitesi’nin SHIFT programı kapsamında şoförlerin fiziksel aktivite düzeyini artırmanın kas ve iskelet ağrısını ve diğer kronik hastalık risklerini azalttığını göstermiştir.

Koruyucu Yaklaşımlar ve Müdahale Stratejileri

Kas ve iskelet sistemi hastalıklarının önlenmesi, bireysel farkındalık, ergonomik düzenlemeler ve organizasyonel stratejilerin bütünleşik uygulanmasıyla mümkündür. Bu kapsamda müdahaleler birincil (önleyici), ikincil (erken tanı) ve üçüncül (rehabilitasyon) düzeylerinde planlanmalıdır.

1. Ergonomik Müdahaleler

Araç kabininde oturma pozisyonunun optimize edilmesi (dizler yaklaşık 100-110° açı yapacak şekilde ayarlanmalı), bel destekli, sırt açısı ve yükseklik bakımından ayarlanabilir ve titreşim emici koltukların kullanımı, direksiyon (göğüs hizasında ve hafif eğimle tutulabilmeli), aynalar (görüş alanına göre ayarlanmalı, sık sık dönerek bakma ihtiyacı azaltılmalı) ve pedalların kişiye uygun mesafede ayarlanması temel ergonomik önlemlerdir. Ayrıca uzun yolculuklarda her 2 saatte bir en az 15 dakika mola verilmesi, araçtan inip germe egzersizleri yapılması kas ve iskelet yükünü azaltır. Modern ticari araçlarda süspansiyonlu koltuk sistemleri ve titreşim sönümleyici platformlar bu amaçla geliştirilmektedir.

2. Fiziksel Aktivite ve Egzersiz Programları

Düzenli olarak yapılan germe, güçlendirme ve denge egzersizleri, kas dayanıklılığını artırır ve omurga üzerindeki yükü azaltır. İşverenler tarafından sürücülere yönelik kısa süreli “yolda egzersiz” programları veya mobil uygulamalarla hatırlatma sistemleri uygulanabilir. Örneğin, bel ve hamstring kaslarını hedefleyen kısa esneme serileri, kas yorgunluğunu %25’e kadar azaltabilmektedir (Andersen et al., 2020).

3. Eğitim ve Farkındalık Programları

Kas ve iskelet sağlığı konusunda farkındalık artırıcı eğitimler, doğru duruş, yük kaldırma teknikleri ve stres yönetimi becerilerini içermelidir. Davranışsal güvenlik eğitimleri (Behavior-Based Safety) sürücülerin risk algısını güçlendirir ve uzun vadede iş kazalarını da azaltır.

4. Organizasyonel ve Politika Düzeyinde Önlemler

Şirketlerin iş sağlığı politikaları, dinlenme sürelerine, vardiya planlamasına ve ergonomik araç standartlarına vurgu yapmalıdır. İşverenlerin İşyeri Hekimleriyle koordineli biçimde periyodik sağlık kontrollerini (örneğin yıllık postür değerlendirmesi, kas gücü ölçümü) planlaması önemlidir.

Ayrıca, Ergonomi Risk Değerlendirmesi (REBA, RULA) gibi bilimsel analiz araçlarıyla şoför pozisyonlarının düzenli olarak izlenmesi, riskin erken tespitine katkı sağlayacaktır.

5. Klinik İzlem ve Rehabilitasyon

Erken dönemde saptanan kas ve iskelet şikayetlerinde, fizyoterapi, postür eğitimi ve gerektiğinde tıbbi destekle sekellerin önüne geçilmesi mümkündür. İşyeri sağlık birimleri, kronik ağrısı olan sürücüler için bireyselleştirilmiş takip planları oluşturmalı; gerekirse iş rotasyonu veya geçici görev değişikliği gibi rehabilite edici yaklaşımlar planlanmalıdır. Bu tür koruyucu yaklaşımların yasal zemini de oldukça nettir; Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenleri çalışanların sağlığını korumak amacıyla risk değerlendirmesi yapmak, çalışanları bilgilendirmek ve sağlıklı bir çalışma ortamı sağlamakla yükümlü kılmaktadır. Bu çerçevede, özellikle profesyonel şoförlerin görev yaptığı ticari araç işletmeleri, ergonomik koltuk ve kabin tasarımı sağlamak, çalışma ve dinlenme sürelerini düzenlemek ve periyodik sağlık kontrollerini düzenli biçimde yürütmekle mesleki riskleri azaltmayı hedeflemelidir.

Benzer biçimde Avrupa Birliği ülkelerinde de eşdeğer düzenlemeler mevcuttur. Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı’nın (EU-OSHA) 2019 Risk Gözlemevi Raporu, çalışanların yaklaşık %60’ında en sık bildirilen sağlık sorunlarının kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları olduğunu bildirmiş; bu nedenle işyerlerinde ergonomi programlarının sistematik biçimde uygulanmasının ve çalışan katılımının teşvik edilmesinin önemini vurgulamıştır.

Bu yasal çerçeve hem Türkiye’de hem Avrupa’da işverenlere yalnızca yükümlülük değil, aynı zamanda çalışan sağlığını ve verimliliğini artırmaya yönelik stratejik bir fırsat da sunmaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Profesyonel şoförlerde kas ve iskelet sistemi hastalıkları, yalnızca bireysel sağlık açısından değil, aynı zamanda işletme verimliliği, iş güvenliği ve toplumsal sürdürülebilirlik açısından da kritik bir konudur. Bu hastalıklar, iş gücü kaybı, devamsızlık, erken emeklilik ve iş kazası risklerinde artış gibi çok boyutlu sonuçlara yol açmaktadır. Dolayısıyla, koruyucu sağlık yaklaşımı bu alanda reaktif değil, proaktif bir anlayışla ele alınmalıdır. Ulusal ve uluslararası veriler, düzenli ergonomik iyileştirmelerin, eğitim programlarının ve sağlık gözetim süreçlerinin uygulanması halinde mesleki kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarının %40’a varan oranlarda azaltılabileceğini göstermektedir (EU-OSHA, 2023). İş sağlığı profesyonellerinin, ergonomistlerin ve yöneticilerin ortak bir stratejiyle hareket etmesi; sürücülerin sadece fiziksel değil, psikososyal refahını da önceleyen bütüncül politikalar geliştirmesi gerekmektedir.

Bu bağlamdaki öneriler aşağıda özetlenmiştir:

Ergonomik Standartların Güncellenmesi

Araç koltukları, direksiyon sistemleri ve kabin tasarımları uluslararası ergonomi standartlarına (ISO 2631, ISO 11226 vb.) uygun hale getirilmelidir.

Periyodik Sağlık Gözetimi

Şoförlerin yılda en az bir kez kas ve iskelet sistemi odaklı muayeneleri yapılmalı; bel çevresi ölçümü, kas kuvvet testleri ve duruş analizleri kayıt altına alınmalıdır.

Eğitim ve Farkındalık Artırımı

Sürücülere yönelik kısa, pratik ve görsel eğitimler düzenlenmeli; dinlenme aralıklarında yapılabilecek basit esneme egzersizleri ve doğru oturma pozisyonları gösterilmelidir.

Fiziksel Aktivitenin Teşviki

Şirket içi sağlık kampanyaları, adım sayma yarışmaları veya “Aktif Şoför Programları” ile hareketliliğin artırılması desteklenmelidir.

Psikososyal Destek ve İş Planlaması

Uzun süreli vardiyalar, teslimat baskısı ve trafik stresine yönelik psikososyal destek mekanizmaları kurulmalı; dinlenme süreleri mevzuata uygun olarak denetlenmelidir.

Veri İzleme ve Analitik Yaklaşım

İşyeri sağlık birimleri, yıllık KİSH prevalans verilerini dijital ortamda toplayarak trend analizleri yapmalı; bu veriler doğrultusunda risk odaklı müdahale planları geliştirmelidir.

Sonuç olarak, profesyonel şoförlerin sağlığı yalnızca bireysel bir konu değil, aynı zamanda toplumun güvenliği, ekonominin sürekliliği ve iş dünyasının etik sorumluluğudur. Sağlıklı bir şoför, güvenli bir ulaştırma sisteminin temeli olacaktır. Bu nedenle İşyeri Hekimlerinin, İş Güvenliği Uzmanlarının ve yöneticilerin iş birliği içinde çalışarak sürücülerin kas ve iskelet sağlığını koruyacak bütüncül ve sürdürülebilir programlar geliştirmesi, hem insani hem de kurumsal bir zorunluluk olarak değerlendirilmelidir.

 

Kaynaklar:

1.Andersen, L. L., et al. (2010). Effect of physical exercise interventions on musculoskeletal pain in all body regions among office workers: A one-year randomized controlled trial. Man Ther, 15(1), 100-104. PubMed 2.Bovenzi, M., et al. (2015). Titreşim maruziyetinin lomber disklere etkisi üzerine çalışmalar. (Çeşitli yayınlar) 3.EU-OSHA. (2023). Workplaces, ergonomic risk factors and work-related musculoskeletal disorders. (Rehber ve kampanya materyalleri). EU OSHA+2EU OSHA+2 4.Health and Safety Executive. (Yıl). Work-related musculoskeletal disorders in transport sector. 5.Joseph, L., & diğ. (2020). Prevalence of musculoskeletal pain among professional drivers: A systematic review. Journal of Occupational Health. Wiley Online Library 6.Sundstrup, E., Seeberg, K. G. V., Bengtsen, E., & Andersen, L. L. (2020). A systematic review of workplace interventions to rehabilitate musculoskeletal disorders among employees with physically demanding work. Journal of Occupational Rehabilitation, 30(4), 588-612. Aalborg Universitets forskningsportal 7.Bezzina, A., Austin, E., Nguyen, H., & James, C. (2023). Workplace psychosocial factors and their association with musculoskeletal disorders: A systematic review of longitudinal studies. Workplace Health & Safety. PMC 8.EU-OSHA. (2021). Musculoskeletal disorders and psychosocial risk factors: Statistical analysis. EU OSHA 9.OSHA. (s.d.). Ergonomics: Prevention of Musculoskeletal Disorders in the Workplace. U.S. Department of Labor. OSHA 10.de Sundstrup E., et al. (2020). A Systematic Review of Workplace Interventions to Rehabilitate Musculoskeletal Disorders Among Employees with Physical Demanding Work. Aalborg Universitets forskningsportal 11.OSHwiki – “Driving for work and MSDs” (European Agency for Safety and Health at Work) 12.Silva T., Mendes T., Lapa I. vd., “Assessing work‑related musculoskeletal disorders and psychosocial risks in bus drivers: insights from a municipal company case study in Portugal” Frontiers in Public Health 13:1529023 (2025) 13.Tahernejad S., Makki F., Bameri A., Zangiabadi Z. vd., “Musculoskeletal disorders among truck drivers: a systematic review and meta‑analysis” BMC Public Health 24, 3146 (2024) 14.BMC Public Health meta‑analizindeki tartışma bölümü 15.Safe Zone Journal’daki “İşle İlgili Kas İskelet Sistemi Yaralanmaları ve Risk Faktörleri” başlıklı makale 16.Bureau of Labor Statistics (BLS) raporu – “Back injuries prominent in work‑related musculoskeletal disorder cases in 2016” 17.Steele J., “Not Just an Ache: Examining the Rate of Musculoskeletal Pain in City Bus Drivers” Mineta Transportation Institute (2018) 18.Society of Occupational Medicine (SOM) – Driving and Occupational Health Rehberi (Birleşik Krallık, 2024)
Admin

Admin
ADMINISTRATOR
PROFILE