Multidisipliner bir alan olan ergonomi ilk kez Polonya’da 1857 yılında haftalık bir dergide Profesör Wojciech Jastrzebowski tarafından felsefe alanında kullanılmıştır…
Dr. İsmail Saygılı, M.D. M.Sc.
İş Yeri Hekimi, Endüstriyel Toksikoloji ve İş Hijyenistleri Derneği
Prof. Dr. Engin Tutkun, M.D., Ph.D
HLC-LAB Medikal Direktörü, Endüstriyel Toksikoloji ve İş Hijyenistleri Derneği Başkanı
Multidisipliner bir alan olan ergonomi ilk kez Polonya’da 1857 yılında haftalık bir dergide Profesör Wojciech Jastrzebowski tarafından felsefe alanında kullanılmıştır. Yunancada yer alan “ergon” (iş) ve “nomos” (bilim) kelimelerinden türetilen ergonomi Uluslararası Ergonomi Derneği (International Ergonomics Association- IEA)’ne göre; insanlar veya bir sistemin diğer unsurları arasındaki etkileşimlerin anlaşılması için ya da insan refahını genel olarak optimize etmeye yarayan tasarım için teori, ilke, veri ve yöntemleri uygulayan bilimsel bir disiplin ve meslektir (2).
Ergonomi yaşamın insana uygun hale getirilmesi, bir başka deyişle yaşamın hümanizasyonudur. Kuşkusuz iş ve işçi sağlığı açısından önemi yadsınamaz. Ancak insan yaşamının üçte birini işyerinde geçirirken sadece yasalarımızda “işçi” olarak tanımlanan çalışanlar için değil “tüm çalışanlar” için önemli ilkeler getirir. Üstelik yaşamımızın üçte ikisini geçirdiğimiz diğer dönemlerinde de tüm etkinliklerimiz ve kullanılan tüm araçlar ergonomi ilkelerinin uygulanması ya da uygulanmamasının sonuçlarından önemli oranda etkilenmemize yol açmaktadır (1).
Ergonomi; iş, ürün tasarımı, ev yaşamı ve dinlenme dönemi etkinlikleri ve bunlara yönelik üretimle ilgili olarak çevre ile kişinin etkileşimi olarak tanımlanabilir (1).
Ergonomide amaçlardan biri de işin insana uygun hale getirilmesidir. Bunun için çalışma ortamındaki olumsuz fizik koşullarının etkisiz hale getirilmesi ya da etkisizleştirilmesi, çalışma sürecinin insanın fizik ve mental kapasitesine uygun hale getirilmesi, kullanılan araç ve gereçleri daha elverişli hale getirilmesi, yaşam ve işyeri ortamını çalışana uygun hale getirmek, çalışma koşulları ve saatlerini insana daha uygun hale getirmek, monoton çalışma ortamından doğan zorlanmaların engellenmesi ve en aza indirgenmesi, ev ve diğer etkinlikler sırasında yaşam ve çalışma kalitesini yükseltecek düzenek ve düzenlemelerin tasarlanması ve nihayetinde sağlığı ve güvenliği tehdit eden tehlikeleri ortadan kaldırmak amaçlanmıştır (1).
Günümüzde tüm endüstrilerde üretim miktarları, rekabet, teknoloji kullanımı ve çalışma süreleri yüksek düzeylere ulaşmıştır. Sonuç olarak, bugün yapılan işler; bir yükün sık sık kaldırılması, taşınması, itilmesi veya çekilmesi, uzun bir süre yalnızca bir işlev veya hareketin gerçekleştirildiği statik duruşlar, günde sekiz saatten fazla çalışma, yoğun montaj hatları nedeniyle daha hızlı ve çok tekrarlı hareketler, aletleri kullanırken daha sıkı kavrama kuvveti gibi durumlar içermektedir. Bu faktörler özellikle yanlış makine, istasyon ve işyeri tasarımı ya da uygun olmayan araçların kullanımı ile birleştiğinde çalışanlarda fiziksel stres yaratır ve bu da yaralanmalara ya da hastalıklara neden olabilir. Özellikle işe bağlı kas iskelet sistemi (İKİS) hastalıklarında son elli yıldır dramatik bir artış gözlenmektedir. 1970’lerden günümüze bu rahatsızlıkların şirketlerin yaralanma ve hastalık kayıtlarında daha fazla ortaya çıktığı tespit edilmiştir (3).
Yapılan işe bağlı olarak İKİS hastalıkları vücudun farklı bölümlerinde ön plana çıkar. Genellikle nonspesifik bulgular ile birlikte görülen İKİS hastalıkları değişik şekil ve bulgularda ortaya çıkabilir. Bazıları; Karpal Tünel Sendromu, Tendinitis, Tenosinovitis, Tetik Parmak, De Quervain’s Hastalığı, Raynaud’s Fenomeni, Torasik Çıkış Sendromu, Ganglion Kist, Tenisçi Dirseği gibi iyi bilinen hastalıkları işaret eden yakınma ve bulgular ile diğerleri ise ağrı, rahatsızlık, güçsüzlük, his kaybı gibi belirli bir hastalığa özgü olmayan yakınmalarla ortaya çıkmaktadır. Kas-iskelet sistemi hastalıkları risk faktörleri üç ana başlık altında incelenmektedir. Bunlar; ergonomik, psikososyal ve bireysel faktörlerdir (4). Ergonomik risk faktörleri doğru yaklaşım ile kolayca yok edilebilir olmaları nedeniyle korunma açısından daha çok ön plana çıkmaktadır.
İşe bağlı hastalıklar içinde en sık kas-iskelet sistemi hastalıkları görülmektedir. Tüm işe bağlı hastalık olgularının %50’sini İKİS hastalıkları oluşturmaktadır (5). Avrupa’da her dört çalışandan biri sırt (%24,7) ve kas ağrısından (%22,8) yakınmaktadır (6). Amerika, Finlandiya, İsveç, Danimarka, İngiltere, İspanya ve Kanada’da işe devamsızlık ve sakatlıklardan en fazla İKİS hastalıkları sorumludur (7).
Almanya’da hastalık izninin en yaygın nedenleri kas-iskelet sistemi bozuklukları ve hastalıklarıdır. Yüksek fiziksel iş yükü bu tür rahatsızlıklara ve hastalıklara neden olur, bunları değiştirir ve belki de risk analizi, risk değerlendirmesi ve uygun önleyici tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanmasıyla azaltılabilir. Bu amaçla uygun risk değerlendirme yöntemlerine ihtiyaç vardır (8). Ergonomi bu yaralanma türlerini değerlendirmek ve ortadan kaldırmak için teorik ve pratik araştırma sonuçlarını ve sistem yaklaşımını sağlamaktadır.
İKİS hastalıklarının önlenmesinde kazançlar şunlardır. İşveren açısından; kayıp zaman ve sağlık giderleri azalmaktadır. Çalışanı açısından sağlık kazanımı ile birlikte çalışan memnuniyeti artmaktadır. Devlet açısından da Sosyal Güvenlik Kurumu’na binen ekonomik yük azalmaktadır. Bu açıdan bakıldığında ergonomik risk analizleri ve çalışma ortamının optimize edilmesi daha büyük anlam kazanmaktadır.
Alman Federal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü (BAuA) tarafından yayımlanan LMM Ergonomi risk analizi metodolojisi ülkemizde son yıllarda sık kullanılmaya başlanmıştır. Bu metodolojide ilk önce 3 ayrı form ile analiz yapılabilmekteydi. Bunlar Tutma-Kaldırma-Taşıma, İtme-Çekme ve Manuel Çalışma formları idi. Sonrasında MEGAPHYS ortak projesi çerçevesinde, Federal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü (BAuA) ve Alman Sosyal Kaza Sigortası (DGUV), fiziksel iş yükünün farklı risk değerlendirme seviyelerinde (yöntem düzeyleri: özel tarama, uzman taraması, metrolojik analizler, laboratuvar ölçümleri/ simülasyonu) bir dizi yöntem geliştirmek için iş birliği yaptı. Çok seviyeli yöntem yaklaşımı kapsamında, BAuA, Mesleki Sağlık, Güvenlik ve Ergonomi Enstitüsü eV (ASER), ArbMedErgo Danışmanı B. Hartmann ve Ergonomi Danışmanı U. Steinberg, altı Temel Göstergeyi yeniden tasarladı ve yeniden geliştirdi. Bunlara KIM adı verildi. Yöntemler 40 şirketteki ön çalışmalar sırasında test edildi ve değiştirildi: yüklerin manuel olarak kaldırılması, tutulması ve taşınması; yüklerin manuel olarak çekilmesi ve itilmesi, manuel taşıma işlemleri, tüm vücut kuvvetleri, garip vücut duruşları ve vücut hareketleri değerlendirildi(8).
6 ana metot şu şekildedir:
Ağırlığı ≥ 3 kg olan yüklerin elle kaldırılması, tutulması ve taşınmasına bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemi KIM-LCH
Manuel iş süreçlerine bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemi KIM-MHO
Tüm vücut kullanılarak uygulanan kuvvetlere bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemi KIM BF
Vücut hareketine bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemi KIM-BM
Yüklerin elle çekilmesi ve itilmesine bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemi KIM-PP
Zorunlu vücut duruşlarına bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemi KIM-ABP
Tarama yöntemleri olarak geliştirilen bu altı KIM metodu kalite kriterlerinin kapsamlı incelemesinden geçirilmiş ve pratikte kullanımları onaylanmıştır. Ancak birkaç hususa ilişkin ek kanıtlamaya ihtiyaç vardır. İşyerlerindeki pratik uygulamalardan elde edilen deneyimler ve yöntemlerin bu 6 metodolojinin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır (8).
KIM Yöntemleri:
KIM yöntemlerinden Manuel iş süreçlerine bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemini (KIM-MHO) incelediğimizde, bu fiziksel zorlanma türü, genelde oturarak veya ayakta olmak üzere muhtemelen cihaz, küçük alet veya elle yönetilen makineler kullanmak şartıyla üst uzuvlar ile gerçekleştirilen tekrarlamalı, eşit hareket akışlarını ve kuvvet uygulamalarını kapsamaktadır. İş görevi, iş parçasının işlenmesi (değiştirme) veya çoğunlukla yaklaşık 3 kg’a kadar küçük cisimlerin hareket ettirilmesi değerlendirilmektedir.
Montaj işleri (ör. elektrikli cihazların montajı), lehimleme, dikiş, ayıklama, kesme, kasiyerlik, elle kontrol etme, pipetleme, mikroskopta çalışma, enstrüman çalma (ör. piyano, keman), birleştirme, tornalama, kesme, kaydırma, bastırma, kaldırma, tutma, aktarma, sarma vb. işler için kullanılmaktadır.
Tüm vücut kullanılarak uygulanan kuvvetlere bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemini (KIM BF) incelediğimizde, Tekli parça üretiminde döküm temizleyicisi, kesme vanalarının hareket ettirilmesi, vinçlerle/ caraskallar ile çalışma, kaldıraçlarla, levyeler veya kaldırma bomları ile çalışma, demiryolu araçlarının birbirine bağlanması, beton perdahlama, kompresörlü kırıcılarla çalışma, motorlu testerelerle çalışma, pencere montajı, hasta nakli/ pozisyonlama (bakım işleri), çoğunlukla yüksek kuvvetlerle yapılan monta işleri, büyük parçaların cıvatalarla bağlanması, elle kuvvetli şekilde vurma, ağır çekiç kullanımı (ör. balyoz), (manuel kol) kumandalı preslerin kullanımı, kürekler, manipülatör ve benzer teknik gereçlerle çalışma veya vücut çok fazla hareket ettirilmeden rulolu konveyörler/ bilyalı konveyörler üzerinde yüklerin hareket ettirilmesi, halat bağlama (limanlarda) işlerinde kullanıldığını görmekteyiz. Bu yöntemde alt eylem, ağırlığı ≥ 3 kg olan yüklerin kaldırılmasını, aktarılmasını, indirilmesini, tutulması, taşınmasını, çekilmesini ve/veya itilmesini içeriyorsa “kaldırma, tutma, taşıma” ve/veya “çekme ve itme” fiziksel zorlanma türleri de dikkate alınmalıdır.
Zorunlu vücut duruşlarına bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemini (KIM-ABP) incelediğimizde, seramik döşeme, demir örme (betonarme yapı), elle kaynak yapma, konveyörlerde çalışma, tavan montajı, kuru yapı işleri, elektrik işleri vs. yatar pozisyonda salatalık hasadı, mikroskop başında sürekli çalışma, mikro cerrahi, kazanların içinde, depolarda, kanallarda, gemi ara katlarında çalışma gibi zorunlu vücut duruşlarını içeren alt eylemleri dikkate almaktadır.
Yüklerin elle çekilmesi ve itilmesine bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemini (KIM-PP) incelediğimizde, bu anahtar gösterge yöntemi, depo taşıma araçları, asılı ray hatları veya asılı vinçlerin kas kuvveti ile hareket ettirilmesi nedeniyle oluşan fiziksel zorlanmaların kaydedilmesi ve değerlendirilmesine yaramaktadır.
Depo taşıma araçları sadece kas kuvveti ile yerde tüm yönlere serbestçe hareket ettirilen tek tekerlekli araba, tek akslı araba, trolley veya 3-6 arası tekerleği olan arabalar asılı ray hatları, yüklerin taşıyıcı askılar üzerinde bir yöne doğru hareket ettirildiği tek raylı hat sistemleridir. Asılı vinçler, yükün her yöne hareket ettirilebildiği alanların üstünde kurulu tek traversli vinç düzenleridir.
Ağırlığı ≥ 3 kg olan yüklerin elle kaldırılması, tutulması ve taşınmasına bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemini (KIM-LCH) incelediğimizde, bu anahtar gösterge ağırlığı ≥ 3 kg olan yükleri elle kaldırılmasını, tutulmasını ve taşınmasını dikkate alır ve yüklerinin yerinin değiştirilmesini, tutulmasını ve sadece taşınmasını kaydetmeye yaramaktadır. Yöntem; çuvalların yüklenmesi/indirilmesi, paketlerin tasnifi, kaldırma ekipmanları olmadan makinelerin yüklenmesi, sipariş hazırlama, paletlenmiş malların aktarılması, çatıda elle yapılan onarım çalışmaları, kreşlerde çocuk bakımı ve manuel hasta taşıma işlerinde kullanılmaktadır.
Vücut hareketine bağlı olarak fiziksel zorlanmaların değerlendirilmesi ve tasarımı için Anahtar Gösterge Yöntemini (KIM-BM) incelediğimizde, bu fiziksel zorlanma türü, yüksek eylem kuvvetlerinin uygulanmasından bağımsız olarak vücudun bir çalışma yerine veya çalışma alanına hareket ettirilmesini dikkate almaktadır. Taşıma ekipmanları olmaksızın mobilya taşıma, hasta taşıma, döner kule vinçlere çıkma, vericilere çıkma, kanallarda kontrol amaçlı yürüme, şantiyede veya su yapı alanlarında yürüme, aydınlatma sistemlerinde bakım işleri, fırın tesislerinde bakım işleri, menfezlerde/depolarda/kanallarda bakım işlerinde kullanılmaktadır.
Sonuç olarak KIM yöntemleri tanımlanmış tipik işlerde kullanılmalıdır. Anahtar gösterge yöntemi olarak da alt eylemler dikkate alınmalıdır.
Bu metodolojiler uygulanırken ihtiyaç halinde diğer yöntemlerle birlikte uygulanmalıdır.
Bir iş prosesinin skorlanabilmesi için iş süreci boyunca gözlem yapmak gerekmektedir. Skorlama eski yönteme göre 50’den 100’e genişletilmiştir. Ancak değerlendirmede eski yönteme göre bir fark söz konusu olmamıştır. Yöntemin uygulanabilmesi için analizi yapan kişilerin iş sürecini ya da akışını çok iyi bilmeleri gerekmektedir.
LMM Analizinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:
Analiz bir ekip tarafından yapılmalıdır. Ekipte sağlığı temsilen işyeri hekimi ya da sağlık personeli, iş güvenliği uzmanı ya da teknikeri, saha mühendisi, üretimden ustabaşı ya da formen, işçi ya da sendika temsilcisi mutlaka olmalıdır. Tek kişi tarafından yapılan analizde hata oranı çok yüksek olacaktır.
Değerlendirme yapılırken iş süreçlerinin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Eğer iş süreci hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olunmadan değerlendirme yapılırsa yanlış tahminler yanlış sonuçlara varılmasına sebep olacaktır.
Değerlendirme esas itibariyle bir iş gününde yapılan asıl ve alt işlerin ele alınması olarak anlaşılmalıdır. Bu iş günü içerisinde ve yapılan işlerde değişen ağırlık ve vücut duruşları söz konusu ise bu durumda orta değerlerin alınması gerekmektedir.
Sürdürülen asıl işler esnasında kavranılan yüklerde belirgin bir farklılık var ise bu yükler ayrı ayrı değerlendirilmeli ve dokümante edilmelidir.