728 x 90

İş Yerlerinde Gürültü Kontrolü

İş Yerlerinde Gürültü Kontrolü

Gürültü, genel anlamda istenmeyen ses veya ses kirliliği olarak tanımlanabilir. Gürültü, ses olarak düşünüldüğünde, genellikle bir anlam ifade etmeyen belirli bir yüksekliği aşan seviyeler için kullanılır.

Gürültü, genel anlamda istenmeyen ses veya ses kirliliği olarak tanımlanabilir. Gürültü, ses olarak düşünüldüğünde, genellikle bir anlam ifade etmeyen belirli bir yüksekliği aşan seviyeler için kullanılır. Bu durumda, yüksek seviyeye ulaşmış herhangi bir ses gürültüdür. Endüstrideki gürültü ise, işyerlerinde çalışanların üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkiler bırakan ve iş verimini olumsuz yönde etkileyen sesler olarak açıklanabilir.

Gürültü, desibel ile ölçülür. Desibel (dB), fiziksel bir miktarın genellikle güç veya yoğunluk olarak iki değerin oranını ifade eden logaritmik bir birim olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan kulağının algılayabildiği ve algılayamadığı seslerin aralığı çok geniştir. Bu kadar geniş bir aralık, bu seslerin yoğunluğunu temsil etmek için doğrusal bir ölçek kullanmayı çok zahmetli hale getirir. Bu nedenle, desibel veya dB olarak ölçülen logaritmik bir ölçek, bir sesin yoğunluğunu temsil eder. 0 dB’lik bir ses seviyesi, insan duyma eşiğindedir. Bu, bir insanın ideal durumlarda duyabileceği en sessiz sestir.

Ses düzeyini ölçmek için ise iki çeşit cihaz kullanılır; ses seviye ölçerler ve dozimetreler (kişisel gürültü maruziyeti ölçek olarak adlandırılır). Bazı cihazlar iki çeşit hem ses seviye ölçer hem de dozimetre olarak kullanılabilir. Ses seviye ölçerler, kullanıcıya ses seviyesini doğrudan okuma fırsatı verir. Genelde daha doğru sonuç verir çünkü ölçüm boyunca çalışanın üzerinde bulunmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 65 dB ’in üzerindeki gürültüyü gürültü kirliliği olarak tanımlar. Ancak 65 dB sınırı yalnızca gündüz gürültüsü içindir. Çalışmalar, gece ortam gürültüsü seviyelerinin 30 dB’nin üzerinde olması durumunda dinlendirici bir uykunun imkânsız olduğunu göstermiştir.

Gürültü, 75 desibel (dB) değerini aştığında insan sağlığına zararlı, 120-140 dB değerinin üstünde olduğunda ise rahatsız edici düzeye gelmektedir.

Grafik1. Bazı seslerin dB cinsinden değerleri

*Kaynak: https://www.designnews.com/electronics/a-noisy-world-requires-db-and-dba-but-what-about-dbm-

Çok yüksek gürültüler (patlamalar ya da silah sesi gibi) kulak zarının delinmesine yol açabilirler. Mesleki sağırlık vakalarına, başka sebepleri olabilse de, sıklıkla kulak çınlaması eşlik eder. Kulakta sürekli çınlama, vızıldama ve uğuldama meydana gelir.

Gürültü, duyma hasarıyla ilgili olmayan işe bağlı başka sorunlar da yaratabilir, iletişimi aksatabilir, strese neden olabilir ve ani yüksek gürültüler işçileri ürkütebilir. Bu türden önemli riskler de işverenin genel risk değerlendirmesinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

Gürültünün İnsan Sağlığına Olumsuz Etkileri

Gürültünün insan sağlığı üzerine etkisi; gürültüye maruz kalınan süreye, gürültünün frekansına, gürültünün seviyesine, türüne ve kişisel özelliklere göre değişiklik göstermektedir. Gürültü yalnızca işyerlerinde çalışanlar kişiler için zararlı bir etken değil, aynı zamanda da önemli bir çevresel sorundur.

  • İşitme duyusu ve yollarında zararlara sebep olabilir,
  • Kişilerde huzursuzluk, uykusuzluk, sinirlilik konsantrasyon bozukluğu gibi etkileri olabilir,
  • Çalışma etkinliğini azaltır, düşünmeyi engelleyebilir. Bellekle ilgili çalışmalar, sözcük öğrenme amacıyla yapılan çalışmalar gürültüden etkilenmektedir.
  • Karakter değişikliklerine neden olabilir,
  • Çabuk sinirlenme ve kızgınlığa sebep olabilir,
  • Aralıklı ve ani gürültü kişide ani adrenalin deşarjı yaratarak kalp atış oranını, solunum sayısını, kan basıncını arttırmakta, dikkat azalması, uyku düzeninde bozulmalara neden olabilmektedir.

İşitme, 8 saatlik bir çalışma günü boyunca 80 dB seviyesinden itibaren risk altında kabul edilir. Anlık seviye aşırı yüksekse
(135 desibelin üzerinde), çok kısa süreli bile olsa herhangi bir maruz kalma tehlikelidir. Bu risklere bağlı gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Maruziyeti Önlemek ve Azaltmak

Çalışanların Gürültü İle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik’ in Madde 8’e göre maruziyeti önlemek ve azaltmak için aşağıdaki işlemler yapılabilir;

  • Gürültüye maruziyetin daha az olduğu başka çalışma yöntemlerinin seçilmesi,
  • Yapılan işe göre mümkün olan en düşük düzeyde gürültü yayan uygun iş ekipmanının seçilmesi,
  • İşyerinin ve çalışılan yerlerin uygun şekilde tasarlanması ve düzenlenmesi,
  • İş ekipmanını doğru ve güvenli bir şekilde kullanmaları için çalışanlara gerekli bilgi ve eğitimin verilmesi,
  • Gürültünün teknik yollarla azaltılması ve bu amaçla;
  • Hava yoluyla yayılan gürültünün; perdeleme, kapatma, gürültü emici örtüler ve benzeri yöntemlerle azaltılması,
  • Yapı elemanları yoluyla iletilen gürültünün; yalıtım, sönümleme ve benzeri yöntemlerle azaltılması,
  • İşyeri, işyeri sistemleri ve iş ekipmanları için uygun bakım programlarının uygulanması,
  • Gürültünün, iş organizasyonu ile azaltılması ve bu amaçla;
  • Maruziyet süresi ve düzeyinin sınırlandırılması,
  • Yeterli dinlenme aralarıyla çalışma sürelerinin düzenlenmesi hususlarını göz önünde bulundurur.

Gürültüye Karşı Önlem Alınması

Gürültüden korunmada kullanılacak yöntemler farklı grupta incelenebilir. Bu yöntemlerin ilki ve en önemlisi gürültüyü kaynağında azaltmaktadır. Bunu işin planlaması aşamasında az gürültülü makinelerin seçimi ile yapılabilir. Makineler işyerine yerleştirilirken olabildiği ölçüde aynı gürültü seviyesindeki makine ve ekipmanların bir bölümde toplanması gürültü kontrolünü kolaylaştıracaktır. Gürültünün yayılmasının önlenmesi de çalışanı gürültünün etkilerinden koruyacaktır. İkinci yöntem olarak, işyerinde gürültülü bölümlerde çalışan kişilerin vardiyalı olarak çalıştırılması şekline geçilmelidir. Vardiya aralıklarının yeterli tutulması, çalışanın maruziyetini önleyecek veya azaltacaktır. Yine, gürültülü ve gürültüsüz değişik üretim işlemlerinin bir arada bulunduğu işyerlerinde, eğer mümkünse çalışanlar yer değiştirilerek gürültünün etkisinin dengelenmesi sağlanabilir. Üçüncü yöntem olarak; eğer vardiyalı sistemle çalışmak işletmeye uygun değilse, çalışma saatlerinin azaltılması yoluyla maruziyetin önlenmesi sağlanabilir.

Son olarak, bütün bu tedbirlere rağmen işyerinde gürültünün istenilen seviyeye düşürülmesi sağlanamamışsa, çalışanlara kişisel kulak koruyucuları verilerek etkin bir şekilde kullanmaları teşvik edilmelidir.

Kişisel Korunma

Gürültüye maruziyetin önlenmesi amacıyla kullanılan kişisel koruyucu donanımlar temel olarak; kulak tıkaçları ve kulaklıklardır. Bunlardan başka bir de çok gürültülü büyük sanayi kuruluşlarında tüm başı içine alan ve böylece hem darbelerden koruyan hem de sesin iç kulağa iletilmesini engelleyen başlıklar bulunmaktadır.

Gürültüye maruziyetten kaynaklanan riskler, eğer yönetmeliğin 8.maddesinde belirtilen tedbirlerle önlenemiyorsa işveren aşağıdaki adımları izlemelidir;

a) Çalışanın gürültüye maruziyeti en düşük maruziyet eylem değerlerini aştığında, kulak koruyucu donanımları çalışanların kullanımına hazır halde bulundurur.

b) Çalışanın gürültüye maruziyeti en yüksek maruziyet eylem değerlerine ulaştığında ya da bu değerleri aştığında, kulak koruyucu donanımların çalışanlar tarafından kullanılmasını sağlar ve denetler.

c) Kulak koruyucu donanımların kullanılmasını sağlamak için her türlü çabayı gösterir ve alınan kişisel korunma tedbirlerinin etkinliğini kontrol eder.

İşveren tarafından sağlanan kulak koruyucu donanımlar, Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik ve Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği hükümlerine uygun olmalıdır.

İşveren kişisel koruyucu donanımları çalışanlara verirken aşağıdakileri dikkate almalıdır;

  • Çalışanlara neden işitme koruyucuların verildiği,
  • Çalışanların nerede kullanılmaları gerektiği,
  • Çalışanların yedek parçaları veya yeni koruyucuları nasıl elde edebilecekleri,
  • Çalışanların bunları nasıl düzgün bir şekilde takmaları ve bakımlarını nasıl yapmaları gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri gerekmektedir.

Kaynaklar:

İrem Bozdemir

İrem Bozdemir, 01.01.1991 Eskişehir doğumlu, evli ve 1 çocuk annesidir. İlköğretim ve Lise eğitimini Eskişehir’de tamamlamıştır. 2016 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2016 yılında Çevre Görevlisi belgesi ve 2017 yılında C sınıfı İş Güvenliği belgesini almaya hak kazanmıştır. Aynı zamanda TUV AUSTRIA ISO 9001:2015, ISO14001, OHSAS 18001 İç Tetkikçi belgelerine sahiptir. Meslek hayatına 2017 yılında başlamış olup, 2018 yılından itibaren Tez Medikal OSGB bünyesinde çalışmaya başlamıştır. DHL Freight, Garanti Bankası, HMS Host, Opet Fuchs, LC Waikiki, Arçelik ve Türkiye Finans Katılım Bankası’nda görev almıştır.

Son Yazılar