728 x 90

Stand-By Rescue: Tahmin Edilemeyeni Öngörmek

Stand-By Rescue: Tahmin Edilemeyeni Öngörmek

“Standby rescue” (Türkçe: “beklemeli tahliye/kurtarma”) terimi, yüksek riskli çalışma ortamlarında özellikle kapalı alanlar, yüksekte çalışmalar gibi durumlarda kurtarma ekibinin hazır bekletilmesi …

Ersin Özbaş
IRATA L3 Supervizor

İlk olarak projelerde sık sık yanlış örneklerine rastladığım bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu düzeltmeyi yanlış bilgi daha fazla yayılmadan yapmak istiyorum. Bildiğiniz üzere maalesef ülkemizde yasal mevzuatın aksine yüksekten düşmeyi önleme amaçlı alınan ilk tedbir çoğunlukla tam vücut emniyet kemeri ve düşme durdurma ekipmanı olarak karşımıza çıkıyor. Biz yineleyelim yüksekten düşme tehlikesini ortadan kaldırmanın ilk yolu kişisel koruyucu donanımlar yani tam vücut emniyet kemeri ve düşme durdurma ekipmanları değildir. Konumuza dönecek olursak eğer düşme durdurma ekipmanı kullanmak zorunda olduğumuz bir projede çalışıyorsak, yine düşme durdurma denince karşımıza en çok çıkan ekipman şok emicili çift kollu lanyard olacaktır. İşte fonksiyonel olduğu kadar yanlış kullanılması halinde tehlikeli olabilecek bu ekipmanın kullanımı hakkında sık sık duyduğum yanlışı düzeltmek istiyorum. Şok emicili çift kollu lanyardların şok emicisi iptal edilerek kullanılıyor. Evet yanlış duymadınız teknik bir malzemenin; düşme stresini ortadan kaldırması için tasarlanan parçası çıkarılıyor.  Bu kesinlikle yapılmaması gereken bir eylemdir. Çalışan personelin çalıştığı yükseklik şok emicinin iptal edilmesi için bir sebep değildir. Eğer çalışanın yüksekliği lanyardın yakalama mesafesinin altındaysa yani çalışan yere çakılıyorsa bunu engellemek için kol uzunluğu kısa olan lanyardlar tercih edilmeli veya yapılabiliyorsa lanyard için daha yukarıdan ankraj alınmalıdır. Eğer daha yukarıdan ankraj alınamıyorsa düşmeyi engelleyecek farklı düşme durdurma ekipmanları veya farklı metotlar uygulanabilir. Unutmayın ki her çalışma ortamı, her tehlikeli pozisyon için riski tamamen ortadan kaldıracak veya şiddeti azaltacak bir tedbir bulunmakta ve bu tedbirleri uygulamak için üretilen yüzlerce teknik malzeme vardır. Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra günün konusu olan ve bende de son zamanlarda heyecan uyandıran Stand-by Rescue’den bahsedelim. “Standby rescue” (Türkçe: “beklemeli tahliye/kurtarma”) terimi, yüksek riskli çalışma ortamlarında özellikle kapalı alanlar, yüksekte çalışmalar gibi durumlarda kurtarma ekibinin hazır bekletilmesi anlamına gelir. Bu ekip, tüm ekipmanlarıyla giriş noktasında bulundurulur ve olası bir acil durumda hemen müdahale edebilir.

Yüksekte çalışmanın kaçınılmaz olduğu endüstriyel sahalarda, güvenlik tedbirlerinin temel amacı düşmeyi önlemektir. Ancak her önlem, insan faktörüyle birleştiğinde bir ihtimal riski içerir. Bu nedenle düşmenin gerçekleştiği senaryolara da hazırlıklı olmak gerekir. İşte bu noktada Stand-by Rescue uygulamaları devreye girer.

Stand-by Rescue, yüksek irtifada çalışan personelin herhangi bir nedenle düşmesi, askıda kalması veya bilinç kaybı yaşaması durumunda, olay yerine hızlı müdahale edebilecek profesyonel bir kurtarma ekibinin çalışma sahasında hazır ve donanımlı olarak bulunmasıdır.

Bu ekipler genellikle:

  • İple erişim teknisyenleri (IRATA/GWO sertifikalı),
  • Acil durum kurtarma eğitimi almış personel,
  • Kurtarma sistemleri konusunda uzmanlaşmış ekiplerden oluşur.

Neden Gereklidir?

Yüksekte çalışmalarda meydana gelen kazalarda ölümlerin önemli bir bölümü, olay anında müdahale edilememesi veya yanlış müdahale edilmesi nedeniyle gerçekleşir. Özellikle askıda kalan kişinin, suspension trauma (askı travması) etkisiyle 5–15 dakika içinde bilinç kaybı yaşaması mümkündür. Olası bir kaza anında çalışma arkadaşlarını askıda gören personellerin nasıl davranacağı tahmin edilebilir. Kurtarma ekibinin olmadığı senaryolarda kazazede arkadaşları tarafından hiçbir emniyet alınmadan indirilmeye çalışılacak bu esnada belki düşürülecek veya müdahale eden personeller yine hiçbir emniyet almadığı için düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır.

Kritik riskler şunlardır:

  • Askıda kalma süresinin uzaması,
  • Bilinç kaybı ve dolaşım bozukluğu,
  • Kurtarma gecikmeleri nedeniyle ikincil kazalar.
  • Müdahale eden personellerin düşmesi veya askıda kalması.

Bu sebeple, hızlı kurtarma için yerinde, hazır ve planlı bir kurtarma organizasyonu oluşturulması hayati önem taşır.

Yasal Dayanaklar

OSHA 1910.134 (Solunum Koruması) standardı, IDLH (yaşama veya sağlığa anında tehlikeli atmosferlerde) koşullarda çalışılan durumlarda, kurtarma ekibinin “standby” konumda bulunmasını zorunlu kılar.

OSHA 1910.146 (İzinli Kapalı Alan Girişleri) standardı da, “zamanında müdahale” gerekliliğini vurgular; dakika bazında hızlı müdahale yaşamsal önemdedir.

Ülkemizde ise yürürlükte olan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenleri riskleri önlemeye ve acil durumlara karşı planlı olmaya zorunlu kılar. Ayrıca:

  • Yüksekte Çalışma Yönetmeliği, kurtarma sistemlerinin planlanmasını,
  • Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik, senaryolara dayalı kurtarma planı hazırlanmasını şart koşar.
  • EN 365, EN 341, EN 1496 gibi Avrupa standartları da kişisel düşme durdurucu sistemlerin yanı sıra kurtarma ekipmanlarını tanımlar ve uygunluk şartlarını belirtir.

Kurtarma Planı ve Uygulama

Her proje sahasında önceden hazırlanmış bir “Kurtarma Planı” bulunmalı; bu plan:

  1. Olası kaza senaryolarını içerir,
  2. Kurtarma rotalarını ve erişim yöntemlerini tanımlar,
  3. Görevli kişileri ve iletişim bilgilerini içerir,
  4. Yılda en az bir kez tatbikatla test edilmelidir.

Örnek Uygulama:

Bir rüzgar türbini bakım projesinde, iplere erişim sağlayan teknisyenlerin çalıştığı her vardiyada, eğitimli bir Stand-by Rescue teknisyeni nacelle girişinde hazır beklemektedir. Olası bir düşme ya da bilinç kaybı halinde 3 dakika içinde kurtarma başlatılır.

Sonuç ve Öneriler

Yüksekte çalışmalarda en iyi senaryo, hiç kaza yaşanmamasıdır. Ancak olası kazalarda hayatta kalma şansını artıran en etkili faktör, hazırlıklı ve eğitimli bir kurtarma ekibidir. Çalışma sahasında yaşanabilecek kazaları tahmin etmek oldukça zordur. Yaşanabilecek kazaları ancak saha dinamiklerini gözlemleyerek yani; çalışanları (Yeteneklerini, kapasitelerini, yorgunluklarını, uyku düzenlerini vb.) çalışma ortamını (Köprüler, enerji direkleri, rüzgâr türbinleri, inşaatlar, fabrika kısımları vb.) kullanılan ekipmanları ve yapılan işi çok iyi analiz ederek senaryolar türeterek bu senaryoların gerçekleşmesi halinde kazazedeyi güvenli bir şekilde uygun zemine tahliye etmek üzerine planlar yaparak sadece öngörülerde bulunabiliriz. Öngörüler sonucu yaşanacak kazalara ve tabii ki sürprizlere hazırlıklı olmak hayati önem taşır. Bu nedenle Stand-by Rescue bilinenin aksine sağlam irade, sağlam vücut, teknik bilgi ve en önemlisi öngörü yeteneği gerektirir.

İşverenler, yalnızca ekipmanı temin etmekle değil, kurtarma ekiplerinin eğitimini ve hazır bulunmasını da garanti altına almakla yükümlüdür. Bu, yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda etik bir sorumluluktur. Türkiye’de “standby rescue” doğrudan kanunen zorunlu değildir, ancak: Çok tehlikeli işyerlerinde, Akredite denetimlerde (örneğin ISO45001), Yabancı menşeili projelerde (örneğin Siemens, GE, BP gibi firmalarda) bu uygulama artık olmazsa olmaz bir güvenlik standardı olarak yerleşmiştir. Unutulmamalıdır: Her saniye bir hayat demektir.

Kaynaklar:

  • 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
  • Yüksekte Çalışma Yönetmeliği
  • Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik
  • EN 365, EN 341, EN 1496 Standartları
  • IRATA ICOP (International Code of Practice)
  • GWO BST – Working at Height Training Materials
  • Occupational Safety and Health Administration (OSHA)
Admin

Admin
ADMINISTRATOR
PROFILE

Son Yazılar