Yangınlar, özellikle son yıllarda iklim değişikliği, insan faaliyetleri ve arazi kullanımındaki değişiklikler nedeniyle artan sıklık ve şiddette meydana gelmektedir.
Prof. Dr. Alper Şener
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi / Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanlığı
Yangınlar, özellikle son yıllarda iklim değişikliği, insan faaliyetleri ve arazi kullanımındaki değişiklikler nedeniyle artan sıklık ve şiddette meydana gelmektedir. Yangınların insan sağlığı üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri, solunum ve kardiyovasküler sistem hastalıklarından mental sağlık sorunlarına kadar geniş bir perspektiftedir.
Yangınlar, doğal ekosistemlerin bir parçası olsa da, insan kaynaklı faktörler ve iklim değişikliği nedeniyle kontrolsüz bir tehdide dönüşmüştür. 2020’de Avustralya’da 24 milyon hektar alanın yanması, 2019-2020 Amazon yangınları ve ABD’deki Kaliforniya yangınları gibi örnekler, küresel ölçekte sağlık ve ekonomi üzerinde yıkıcı etkilere yol açmıştır.
Yangınların ana sebepleri arasında;
1. İklim Değişikliği
- Sıcaklık artışı, kuraklık ve rüzgâr şiddeti yangın riskini artırır.
- 2021 IPCC Raporu, ortalama sıcaklık artışının 1.5°C’yi aşması durumunda yangın sezonlarının %30 uzayacağını öngörmektedir.
2. İnsan Faaliyetleri
- Kontrolsüz tarım, çarpık kentleşme ve elektrik hatları.
- Türkiye’de 2021 Manavgat yangını gibi örneklerde insan kaynaklı hatalar öne çıkmaktadır.
3. Arazi Yönetimi eksiklikleri
- Ormanların yangına dayanıklı türlerle yeniden ağaçlandırılmaması ve yangın önleme stratejileri eksiğine sebep olmaktadır.
Yangınların sağlık üzerindeki doğrudan etkilerini özetlemek gerekir ise;
1. Solunum Sistemi Hastalıkları
İnce partiküller (büyüklüğü< 2.5 mikron )ve Toksik Gazlar: Yangın dumanında bulunan ince partiküller, karbon monoksit (CO) ve uçucu organik bileşikler (VOC’ler) akciğerlere nüfuz eder.
Akut Etkiler: ani solunum yetmezliği, astım atakları, KOAH alevlenmeleri,
Kronik Etkiler: Akciğer kanseri ve interstisyel akciğer hastalıkları,
Örneğin, 2019-2020 Avustralya yangınlarında havadaki ince partikül seviyeleri 400 µg/m³’e ulaşmış, solunum yetmezliğine bağlı acil servis başvuruları %30 artmıştır.
2. Kardiyovasküler Hastalıklar
Küçük partiküllerin bronş ve alveollerde sistemik inflamasyon ve oksidatif stresi tetiklemesi sonucu miyokard enfarktüsü ve inme riski artar. Örneğin 2018 Kaliforniya yangınlarında kardiyovasküler ölümlerde %15 artış gözlenmiştir. Acil servise akut koroner sendrom ve inme tanılarıyla başvuru oranları artmıştır.
3. Cilt ve Göz Hastalıkları
- Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH’lar) kontakt dermatit ve konjonktivite neden olur.
- Çeşitli derecelerde yanıklar meydana gelir.
Yangıların insan sağlığına etkileri sadece direkt olmaz, dolaylı sağlık etkilerine bakıldığında;
1. Mental Sağlık
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Ev ve iş kaybı yaşayan bireylerde TSSB oranları %40’a ulaşır,
Anksiyete ve Depresyon: Yangın sonrası duman maruziyeti ile ilişkili kronik stres, ölüm korkusu artar, yaşanan travmanın akut ve kronik sonuçları ve hasarları olur. Duygu durum bozuklukları sık görülür.
2. Gıda ve Su Güvenliği
Tarım alanlarının yok olması ve su kaynaklarının kirlenmesi (örneğin, arsenik birikimi). Su güvenliğinin bozulması, beraberinde gıda güvenliğini de tehlikeye atar. Sulu ve susuz tarım yapılan tüm zirai ürünlerde toksikolojik değişimler kaçınılmazdır. Yangın sadece toprağın yüzeyinde değil, aynı zamanda altında da özellikle yer altı su kaynaklarında da ekosistemi olumsuz etkiler, değiştirir. İnsan sağlığına zararlı ağır metallerin su ve gıdalarda birikimi artar.
3. Enfeksiyon Hastalıkları
Yangın sonrası oluşan çöplerde vektörlerin (sivrisinek, kemirgen) artışı. Bunların artışı özellikle zoonotik hastalıkların artışı ile sonuçlanır. Ekosistemin bozulmasının bu tip hastalıklarda epidemiyolojik değişimlere sebep olduğunu çok iyi bilinmektedir.
Yangınlardan en çok etkilenen savunmasız popülasyonlar hangileridir?
Çocuklar ve Yaşlılar en duyarlı gruptur diyebiliriz. Çocuklarda anne karnında maruziyet sonrası akciğer gelişiminin bozulması. Normalde görülen astım sıklığında artış. Yaşlılarda kardiyopulmoner hastalıkların alevlenmesi. Özellikle KOAH alevlenme sıklığı ve ağırlığında artış sık görülür. Kronik hastalığı olan bireyler ile yangın hasarına en açık gruptur. Özellikle astım, diyabet ve immünsüpresyon hastaları bu grupların başında gelir. Bir diğer önemli durum ise, düşük gelirli toplulukların kırılganlığıdır. Hava filtreleme sistemlerine erişim eksikliği ve sağlık hizmetlerine sınırlı erişimi olan bu kırılgan gruplar en çok hasar ile karşılaşma ihtimali olanlardır.
Korunma ve azaltma stratejileri neler olmalıdır?
Bireysel önlemlerin başında; N95 Maskeler gelir, partikül filtrasyonu yapacakları için hava yolu hasarının korunmasında etkilidir. Daha profesyonel ekipmanlar arasında kapalı hava filtreleri içeren atmosferik solunum ekipmanları sayılabilir. Tüm bunlara ulaşmanın mümkün olmadığı acil durumlarda bir bez parçasının ıslatılarak ağız ve burunun hem termal hasardan hem de partikül hasarından kısmen korunması mümkündür.
Yangınların önlenmesi ise toplumsal ve politik çözümler demetini içerir. Yangın yönetiminde; erken uyarı sistemleri, yangın şeritleri. Acil müdahale ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi, acil müdahale ekiplerinin hazır olması ve topluma psikososyal destek için hazırlıklı olmak gereklidir.
Yangınlar, multidisipliner bir yaklaşım gerektiren küresel bir halk sağlığı sorunudur. İklim değişikliğiyle mücadele, yangın önleme stratejileri ve sağlık sistemlerinin dirençliliği kritik önem taşımaktadır. Savunmasız grupların korunması için politika yapıcılar, sağlık çalışanları ve toplum iş birliği şarttır.