728 x 90

Çalışma Hayatında Kadının Yeri

Çalışma Hayatında Kadının Yeri

Geçtiğimiz yüzyıl ve son çeyrekte kadınların işgücü piyasasında kaydettiği en önemli adım ücretli işe girmeleridir ve bu durum toplumsal sosyal refahın gelişmesinde çok önemli bir etmen olmuştur.

Doç. Dr. Ceyda Şahan
Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı ABD

Dr. Neslişah Şiyve
Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı ABD

Geçtiğimiz yüzyıl ve son çeyrekte kadınların işgücü piyasasında kaydettiği en önemli adım ücretli işe girmeleridir ve bu durum toplumsal sosyal refahın gelişmesinde çok önemli bir etmen olmuştur. Çalışma yaşamına katılım, yaşam koşullarını ve halk sağlığını etkileyen çeşitli sosyoekonomik faktörlerle doğrudan bağlantılıdır. Özellikle kadınlar için iş-yaşam dengesi, toplumsal farklılıkların ve cinsiyet eşitsizliklerinin eşitlenmesi açısından önemli bir alandır.

Aynı zamanda Birleşmiş Milletlerinin sağlık, eşitlik ve çalışma ile ilgili sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için de çok önemli bir araçtır(1). Ancak halen işgücü piyasasının cinsiyete göre bölünmüş olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Dünyanın en eşitlikçi ülkelerinden biri olmasına rağmen Norveç’te bile işgücü piyasasının hâlâ cinsiyete göre bölünmüş durumda olduğu ve kadınların erkeklere göre daha fazla yarı zamanlı işlerde çalıştığı ve daha fazla hastalık izni aldığı bilinmektedir. Bunun yanında Norveç’te bile kadınların daha düşük statülü mesleklerde çalıştığı ve lider konumlarda düşük temsile sahip olduğu dikkat çekicidir(2,3).

Toplumsal cinsiyet eşitliği gözeterek iş hayatındaki kadınlara yönelik sürdürülebilir kalkınma hedefleri mevcuttur. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden beşincisi olan Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması hedefinin alt hedeflerinden bir tanesi “Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar verme süreçlerine tam ve etkin bir biçimde katılımlarının ve kadınlara karar verme mekanizmalarında, her düzeyde lider olabilmeleri için eşit fırsatlar tanınmasının güvence altına alınması” hedefidir. Bu hedefi iki gösterge ile ölçmek mümkündür. Birincisi “Yerel yönetimler ve ulusal parlementolardaki kadınların sandalye oranı”, ikincisi “Yöneticilik pozisyonlarındaki kadınların oranı” dır(4). Türkiye’deki durumu değerlendirdiğimizde 2023 yılına ait TÜİK İstatistiklerle Kadın raporunda göre, meclisteki kadın milletvekili oranı 2007 yılında %9,1 iken, 2023 yılında bu oran %19,9 olmuştur. Ayrıca üst ve orta düzey yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında %14,4 iken 2022 yılında artarak %19,6 olmuştur(5). Her ne kadar zamanla yönetim kademelerinde kadın temsiliyetinin arttığı gözlense de nüfusa göre halen kadın temsiliyeti oldukça düşüktür.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin sekizincisi “İnsana yakışır iş ve ekonomik büyüme” hedefidir. Özellikle “2030’a kadar gençler ve engelliler de dâhil bütün kadın ve erkeklerin tam ve üretken istihdama ve insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin tam olarak benimsenmesi” alt hedefi ile yine cinsiyet gözetmeksizin herkesin istihdama katılımının sağlanması ve herkese yapılan işe uygun eşit ücret verilmesi üzerine vurgu yapılmıştır. Bu hedef ise “Meslek, yaş ve engelli kişilere göre kadın ve erkek çalışanların, saatlik ortalama kazançları” ve “Cinsiyet, yaş ve engelli kişilere göre işsizlik oranı” ile ölçülmüştür(4). Buna göre Türkiye’de Ocak 2024 itibariyle TÜİK’in açıkladığı işgücü istatistiklerine göre erkeklerde işsizlik oranı %7,7 iken, kadınlarda işsizlik oranı %11,7 olarak saptanmıştır(6). TÜİK araştırmalarında işsizlik oranlarının yalnızca iş arayanlarla açıklanmasına rağmen kadınların işsizlik oranı daha yüksek saptanmaktadır. Oysaki kadınların pek çok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi ücretsiz aile işçisi olarak çalıştığı ve iş aramadığı bilinmektedir. Yine 2022 TÜİK kazanç istatistiklerini değerlendirdiğimizde erkeklerin lehine olmak üzere cinsiyetler arası kazanç farkı %6,2, cinsiyete dayalı ücret farkı ise %5,7 olarak saptanmıştır(7). Halaçlı ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmada 2018 yılında özel sektörden alınmış verilerin İŞKUR iş ilanları incelenmiş ve yine erkeklere kadınlardan daha yüksek ücret verildiği görülmüştür. Cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği ise sırasıyla en çok tarım, hizmet, sanayi ve inşaat sektöründedir. Kadın ve erkeklerde eğitim düzeyi arttıkça ücret artsa da her eğitim kademesinde kadınların erkeklerden daha düşük ücret aldığı gözlenmektedir. Kadınların en çok gelir elde ettikleri yaş aralığı 20-24 yaş iken evlilik yaşına geldikçe bu oranın azaldığı bilinmektedir(8).

Tüm ilerlemelere rağmen, kanıtlar birçok kadının toplumsal cinsiyet bakımından hâlâ sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşamadığını göstermektedir. Kadınlarla erkekler arasındaki kazanç farkı, yıllar öncesine göre daha az olsa da hâlâ önemlidir. Kadınlar belirli sektörlerde ve mesleklerde yeterince temsil edilmemeye devam etmekte ve pek çok kadın iş ve aile taleplerini karşılamak için çabalamaktadır. Fırsat eşitliğinin önündeki engeller ve makul bir iş-yaşam dengesini desteklemeyen işyeri kuralları ve normları nedeniyle kadının çalışma hayatında yer alması güçleşmektedir. Bu engeller devam ederse birçok kadının işgücü piyasasındaki potansiyeli boşa harcanmış olacak ve yaşlanan nüfusla birlikte çalışma yaşamındaki kişilerin azalması sorunuyla da baş etme konusunda önemli bir fırsat kaçırılmış olacaktır.

Bunun yanında kadınların çalışma yaşamında sağlık durumlarıyla ilgili karşılaştıkları özel zorlukları bulunmaktadır. Bunların en önemlisi gebelik ve postpartum dönemidir. Çalışma yaşamındaki kadınların dörtte üçü doğurgan dönemdedir. Bu nedenle çalışma yaşamına özel sağlık risklerine gebelik döneminde maruz kalma olasılıkları oldukça yüksektir. Çalışan bir kadın hamile olduğunda işyerindeki maruziyetler gelişmekte olan bebeğini etkileyebilir. Anneye zararlı olmayabilecek kimyasallara ve diğer maddelere düşük düzeyde maruz kalma, bebeği için zararlı olabilir. Kadınlarda genellikle işle ilgili kas-iskelet sistemi sorunları erkeklere göre daha fazla görülür. Bununla ilgili daha fazla çalışmaya gereksinim vardır ancak bu durum doğrudan kadınlara verilen işlerin niteliği ve kadınların fiziksel farklılıkları olabilir. Ayrıca kadınların iş stresine bağlı hastalık düzeyleri erkeklere göre daha yüksek saptanmaktadır. Bu durum en çok 18 yaş altında çocuğu olan kadınların işgücünde yoğun şekilde bulunduğu ve ailede çocuk/yaşlı bakımını genellikle kadın üstlendiği için strese neden olmakta ve kadınların iş-aile görevlerini dengelemekte güçlük yaşaması kaynaklı fiziksel ve zihinsel sağlık sorunları yaşadıkları görülmektedir. Kadınlar, genellikle kişisel koruyucu ekipman(KKE) ve giysilerin ortalama büyüklükteki erkeklere göre tasarlanması nedeniyle kendilerine uygun KKE ve giysi bulmakta güçlük ve uyum sorunları yaşayarak, işyerinde sağlık ve güvenlik risklerinden yeterince korunamıyor olabilirler(9).

Kadınların işle ilgili sağlık sorunları diğer çalışanları, çocukları, aileleri ve toplulukları genel olarak etkilemektedir. Bu durum pestisite maruz kalan anne sütünden bebeğin etkilenmesi gibi doğrudan olabilir. Ya da kadınların işleri nedeniyle aile sorumlulukları arasında çatışma yaşadıklarında toplumsal yaşamda olumsuz etkilenme, sağlıkla ilgili ve sosyal sorunlara neden olabilir (10). İş sağlığı açısından bakıldığında kadınların ve erkeklerin farklı sektörlerde farklı deneyimlere sahip oldukları unutulmamalıdır. Buna istinaden ulusal düzenlemeler yapılmalı ve bu düzenlemelerin sürdürülebilir olmasına dikkat edilmelidir. Bu düzenlemelerin çalışma yaşamında kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması koşullarını sağlarken, aynı zamanda kadınların çalışma yaşamından dışlanmalarına neden olmadıklarından emin olunmalıdır.

Kaynaklar:

1.THE 17 GOALS | Sustainable Development [İnternet]. [a.yer 15 Mart 2024]. Erişim adresi: https://sdgs.un.org/goals
2.Lunde ES. Kvinners liv og helse siste 20 år.
3. Gjellestad M, Haraldstad K, Enehaug H, Helmersen M. Women’s Health and Working Life: A Scoping Review. Int J Environ Res Public Health. 07 Ocak 2023;20(2):1080.
4.Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Göstergeleri, T.C. Strateji ve Bütçe Başkanlığı [İnternet]. [a.yer 15 Mart 2024]. Erişim adresi: http://www.surdurulebilirkalkinma.gov.tr/dokumine/
5.TÜİK. İstatistiklerle Kadın- 2023 [İnternet]. [a.yer 15 Mart 2024]. Erişim adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Kadin-2023-53675
6.TÜİK. İşgücü İstastistikleri, Ocak 2024 [İnternet]. [a.yer 15 Mart 2024]. Erişim adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Isgucu-Istatistikleri-Ocak-2024-53525
7.TÜİK. Kazanç Yapısı İstastistikleri – 2022 [İnternet]. [a.yer 15 Mart 2024]. Erişim adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Kazanc-Yapisi-Istatistikleri-2022-49750
8.Halaçli B, Karaalp-Orhan HS. CİNSİYETE DAYALI ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ: İŞVEREN YÖNLÜ BİR ANALİZ. Erciyes Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilim Fakültesi Derg. 29 Nisan 2022;(61):65-90.
9.Women’s Health at Work | Blogs | CDC [Internet]. 2013 [a.yer 20 Mart 2024]. Erişim adresi: https://blogs.cdc.gov/niosh-science-blog/2013/05/13/womens-health-at-work/
10.World Health Organization. Gender, work and health [Internet]. Geneva: World Health Organization; 2011 [a.yer 20 Mart 2024]. Erişim adresi: https://iris.who.int/handle/10665/97940
Admin

Admin
ADMINISTRATOR
PROFILE