Afetlerden sonra yaşam konforunun bozulması, su ve yiyecek kaynaklı enfeksiyon hastalıklarının artışına hatta salgınlara yol açmaktadır.
Afetlerden sonra yaşam konforunun bozulması, su ve yiyecek kaynaklı enfeksiyon hastalıklarının artışına hatta salgınlara yol açmaktadır. En sık görülen enfeksiyon hastalıkları ishal, kızamık, akut solunum yolu enfeksiyonları ve sıtma olarak sıralanmaktadır. İshal enfeksiyon hastalıklarına bağlı ölümlerin en sık (%40) sebebidir (1).
İshal salgınlarının özellikle gelişmekte olan ülkelerde meydana gelen doğal afetlerden sonra geliştiği görülmektedir. Ayrıca ishal, genellikle kalabalık, hijyen koşullarının tam sağlanamadığı barınma kamplarında gelişebilmektedir. Bu barınma kamplarının yerleşiminin iyi planlanması, temiz su erişiminin iyi olması beklenir. Ancak afet koşullarında su şebekelerinin hasarlanması nedeniyle suya ulaşımın azalması ve/veya suyun kanalizasyonla kirlenmesi sıklıkla yaşanan önemli bir sorundur. Bu durum da su kullanımını azaltmakta ve sonrasında da ishal salgınları görülmektedir.
Dünya genelinde yaşanan çeşitli depremlerden sonra ishal nedeni genellikle kirli su kullanımına bağlı olmaktadır. Bunların yanı sıra ishal salgınları ortak kullanılan su depolarının veya yiyecek hazırlamada kullanılan tencere ve kazan kullanımına bağlı, sabun eksikliği ve kontamine olmuş gıda tüketimine bağlı geliştiği bildirilmiştir (2).
V. Cholera, Norovirus, Giardia, E. Histolytica, Salmonella, Hepatit A, Hepatit E, Rotavirus ve Shigella etkenlerdir. Bu etkenlerden Hepatit A ve V.cholera’nın aşısı vardır.
Ülkemizde geçmiş yıllarda yaşanan depremlerde ishal salgınları salgına neden olan etkenler bildirilmiştir. 1999 yılında meydana gelen Kocaeli depremi sonrası yapılan bir çalışmada deprem sonrası ishal vakalarının arttığı bildirilmiş ve en sık etken Shigella spp olarak tespit edilmiştir.
1999 Düzce depremi sonrası normal ev ve okul yaşantısına devam eden çocuklar ile geçici evlerde kalan ve geçici okullarda okuyan çocuklar karşılaştırıldığında G.intestinalis ve E. vermicularis enfeksiyonu oranının yer değişikliği yapan 2. grupta daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
2011 yılındaki Van depremi sonrasında ilk 6 aylık dönemde 0-14 yaş ishalli çocuklarda G. intestinalis’in görülme oranının deprem öncesine göre artmış olduğu bildirilmiştir.
İtalya’nın Liguria, Piemonte ve Lombardia bölgelerinde 2000-2002 yılları arasında meydana gelen sel sonrası Hepatit A vakalarında artış, 2004 yılında Endonezya’da görülen tsunami sonrasında Hepatit A ve E vakalarında artış, 2005 yılında Pakistan’da meydana gelen deprem sonrası, Sudan ve Hindistan’da sel sonrası Hepatit A ve E vakalarında artış olmuştur. Hepatit A geçirmeyenlerin aşılanması bu vakaların azalmasında etkilidir.
Ağustos 1999 Gölyaka depremi, 3 ay sonra da Düzce depremi sonrası her 2 kamp ortamı değerlendirildiğinde Gölyaka depremi sonrası tuvalet ve temiz su erişim süresi Düzce depremi sonrasına göre uzun olup, her 2 kamp ortamında HAV ve HEV seroprevalansı karşılaştırılmış, hijyen ihtiyaçları daha geç karşılanan afetzedelerde hepatit A ve E seroprevalansı daha yüksek bulunmuştur.
Afetlerden sonra gözlendiği bildirilen bir başka su kaynaklı enfeksiyon leptospirozdur. Deprem sonrası olabilecek seller, kemirgenlerin çoğalmasını ve dolayısı ile etkilenen insan topluluğunda leptospirozisin yayılmasını kolaylaştırır. 2001 yılında Çin ve Tayvan’da Nali tayfunundan sonra artan risk faktörlerine bağlı olarak leptospiroz salgınları ve 2000 ve 2018 yılında Hindistan sel felaketlerinden etkilenen popülasyonlarda, leptospiroz salgınları bildirilmiştir.
Sonuç olarak deprem sonrası su kaynaklı görülebilecek enfeksiyonları önlemek için temiz su ve gıda, sağlık ekipmanları ve personelin koruyucu ekipmanlarının planlanması gereklidir. Aşı ile önlenebilir olanlar için aşılama ve vektör kontrolü yapılmalıdır.
Kaynaklar:
-
Connolly MA, Gayer M, Ryan MJ, et al. Communicable diseases in complex emergencies: impact and challenges. Lancet, 2004;364:1974-1983
-
Waring SC, Brown BJ. The threat of communicable diseases following natural disasters: A public health response. Disaster Management and Response. 2005,3:41-7.