728 x 90

Deprem Sonrası Yıkıntı Atıklarının Kontrolü

Deprem Sonrası Yıkıntı Atıklarının Kontrolü

Yapılar daha kullanım ömrünü tamamlamadan doğal afet olarak nitelendirilen deprem, yangın, fırtına, hortum, sel, volkan patlamaları gibi

Yapılar daha kullanım ömrünü tamamlamadan doğal afet olarak nitelendirilen deprem, yangın, fırtına, hortum, sel, volkan patlamaları gibi doğal dış etkenler nedeniyle tamamen yıkılarak atık durumuna gelebilmektedir. Afet yıkıntı atıkları afet sonrasında yapıların yıkılmasıyla ile yıkıntı içerisinde yapısal atıkların yanında eşya, canlı, yiyecek, ulaşım sistemleri, işlev kaynaklı atıklar ve bu atıkların karışmış biçimlerini bünyelerinde barındırmaktadırlar. Afet sonrası açığa çıkan atıklardan, yapı kaynaklı olan atıklar afet yıkıntı atıklarıdır ve bu atıklar afetler sonrasında oluşan kentsel katı atıkların yaklaşık olarak %50’sini oluşturmaktadırlar1.

Dünya var olduğundan beri levhalar hareket etmektedir. Bu hareketler sonucunda yerküre şimdiki yapboz halini almış ve hareket etmeye, şekil değiştirmeye devam etmektedir. Ülkemiz ise bu hareketliliğin yoğun yaşandığı aktif fay hatlarının olduğu bir alanda yer almaktadır.

Şekil 1. Türkiye deprem tehlike haritası2

Tarih Yer Büyüklük
6.02.2023 Ekinözü, Kahramanmaraş 7.6 Mw
6.02.2023 Şehitkamil, Gaziantep 7.7 Mw
30.10.2020 Ege Denizi 6.9 Mw
23.10.2011 Tabanlı, Van 7.2 Mw
12.11.1999 Düzce 7.2 Mw
17.08.1999 Gölcük, Kocaeli 7.4 Mw
24.11.1976 Muradiye, Van 7.5 Mw
28.03.1970 Gediz, Kütahya 7.2 Mw
27.12.1939 Erzincan 7.8 Ms
9.08.1912 Mürefte, Tekirdağ 7.3 Ms

Tablo 1. Ülkemizde meydana gelen bazı depremler3

Deprem vb. afetlerde hasarın ve etkinin büyük olması durumunda ciddi miktarda ve hacimde afet atığı oluşmaktadır. Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler sonrasında ÇŞİDB tarafından toplam 13 ilde yürütülen hasar tespit çalışmaları kapsamında 16 Şubat 2023 itibariyle 61.722 binada yer alan 263.800 bağımsız birimin acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğu belirlenmiştir. Buna göre deprem atıkları miktarı ön hesaplamaları yapılarak il bazında oluşacak tahmini atık miktarı hesaplanmıştır. Toplam deprem atıkları miktarının ~50 milyon ton ile ~110 milyon ton aralığında olacağı öngörülmektedir. Deprem atığının en fazla oluşması beklenen iller depremden en çok etkilenen Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep ve Adıyaman’dır4.

Şekil 2. Afet yıkıntı atıkları

Deprem sonrasında oluşan yıkıntı atıkları yönetmelikte (Hafriyat Toprağı, İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği) belirtildiği üzere atık hiyerarşisine uygun olarak ayrıştırılmalı ve depolanmalıdır. Oluşan atıkların içerisinde geri dönüşüme uygun atıklar ayrıştırılmalı ve uygun depolama sahalarında depolanmalıdır. Yıkıntı atıklarının içerisinde sağlığa zararlı maddeler de bulunmaktadır. Bunlardan en tehlikelisi ise asbesttir.

Yapılan bir çalışmaya göre binalarda; “oluklu çatı kaplamaları, vinil marley ve yapıştırıcılarının tamamında, kazan dairesi termal yalıtım malzemelerinin büyük bölümünde, yalıtım amaçlı püskürtme çimento ve pencere altı yalıtım malzemeleri dekoratif sıva, boya, kartonpiyer çimentodan mamul boru ve su gideri yalıtım amaçlı kaplama, panelleri banyo, mutfak seramik döşeme sıvalarının bir kısmında” asbeste rastlanmıştır, denilmektedir5.

Dünyada asbestin kullanım geçmişine baktığımızda, 20. yüzyılın ilk yarısında yaygın bir şekilde endüstride, ikinci yarısında ise çimentoya karıştığında dayanımı arttırdığı için inşaat sektöründe vazgeçilmez bir malzeme olarak kullanıldığı görülmüştür. Asbest, binalarda tavanlar, duvarlar, çatı kaplamaları, yer döşemeleri, kazan ve boru yalıtımında ve birçok yerde yalıtım amaçlı kullanılmıştır. Bu özellikleri nedeniyle de asbeste “Sihirli Mineral” denilmiştir5. Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi elim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir6.

Yıkıntılardan toplanan atıkların nihai depolama alanlarına gitmeden önce atık yönetimi yapılarak, tekrar kullanım yapılabilecek malzemelerin ve geri dönüştürülebilecek malzemeler ayrıştırıldıktan sonra kontrollü şekilde depolanması gerekmektedir. Depolama alanları; su kaynakları, doğal alanlar ve tarım arazilerinden uzak alanlarda konumlandırılmalıdır. Bu hususların haricinde, depolama alanlarının altında bulunan geçirimsiz tabakanın zarar görebilme ihtimaline karşı yer altı kaynaklarının da gözetilmesi gerekmektedir.  Depremin yaşandığı illerdeki atık depolama alan ihtiyaçları yaklaşık olarak şu şekilde hesaplanmıştır4;

Tablo 2. Nihai Depolama Alanları Asgari Alan İhtiyaçları4

Sonuç olarak, deprem sebebi ile oluşan atıkların ikincil hasarlara (su kirliliği, toprak kirliliği vb.) sebebiyet vermeden düzenli şekilde depolanması, kontrolsüz şekilde çevreye bırakılmaması gerekmektedir. Atıklar miktarları itibari ile doğal yaşamı etkileyecek durumdadır. Yönetmelikte belirtilen (Hafriyat Toprağı, İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği) hususlar dikkate alınmalıdır.

KAYNAKÇA

İrem Bozdemir

İrem Bozdemir, 01.01.1991 Eskişehir doğumlu, evli ve 1 çocuk annesidir. İlköğretim ve Lise eğitimini Eskişehir’de tamamlamıştır. 2016 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2016 yılında Çevre Görevlisi belgesi ve 2017 yılında C sınıfı İş Güvenliği belgesini almaya hak kazanmıştır. Aynı zamanda TUV AUSTRIA ISO 9001:2015, ISO14001, OHSAS 18001 İç Tetkikçi belgelerine sahiptir. Meslek hayatına 2017 yılında başlamış olup, 2018 yılından itibaren Tez Medikal OSGB bünyesinde çalışmaya başlamıştır. DHL Freight, Garanti Bankası, HMS Host, Opet Fuchs, LC Waikiki, Arçelik ve Türkiye Finans Katılım Bankası’nda görev almıştır.