Günümüz dünyasında siyasal sosyal ve ekonomik alanda meydana gelen şiddetli değişimler, yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi iş koşullarını da zorlaştırmış…
Günümüz dünyasında siyasal sosyal ve ekonomik alanda meydana gelen şiddetli değişimler, yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi iş koşullarını da zorlaştırmış, kişinin işiyle ilişkisini zora sokmuştur. Bu yoğun iş ortamında çalışan bireyler, yoğun talepler ve çalışma koşullarının zorluğu karşısında fiziksel ve zihinsel bir yorgunluk yaşamakta, kendilerine karşı olumsuz duygular geliştirmekte, işine ve çalışma arkadaşlarına karşı da olumsuz tutum ve davranışlar sergileyebilmektedir. Bireylerin içine düştükleri bu durum tükenmişlik olarak ifade edilmektedir.
Tükenmişlik Sendromu Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Uluslararası Hastalık Sınıflandırması’nın 11. revizyonunda da (ICD-11) “Tükenmişlik, başarılı bir şekilde yönetilemeyen kronik işyeri stresinin sonucu olarak kavramsallaştırılan bir sendromdur” şeklinde tanımlanmakta; halen bir hastalık olarak kabul edilmemekle birlikte hastalıklara zemin hazırlayabilecek faktörler arasında sayılmaktadır.
Günümüzde, tükenmişlikle ilgili en yaygın kabul gören tanım, konuyla ilgili çalışan araştırmacılar arasında en önemli isim olarak anılan Maslach Tükenmişlik Envanteri’ni geliştiren Sosyal Psikolog Christina Maslach’a aittir. Maslach’a göre tükenmişlik; işi gereği yoğun duygusal taleplerle karşılaşan ve sürekli diğer insanlarla yüz yüze çalışmak durumunda kalan kişilerde görülen fiziksel bitkinlik, uzun sureli yorgunluk, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile oluşan bir sendromdur.
Maslach’ın modeline göre tükenmişliğin;
- Duygusal tükenme (emotional exhaustion),
- Duyarsızlaşma/yabancılaşma (depersonalization)
- Kişisel başarı duygusunun (personal accomplisment) azalması olmak üzere üç bileşeni bulunmaktadır.
Duygusal tükenme; tükenmişliğin stres boyutunu belirtmekte ve bireyin duygusal ve fiziksel kaynaklarında azalmayı, duyarsızlaşma; tükenmişliğin kişilerarası boyutunu temsil etmekte ve hizmet verilen kişilere yönelik bir yabancılaşmaya ikincil olumsuz, katı tutumları ve işe karşı tepkisizleşmeyi, düşük kişisel başarı duygusu ise; kişinin kendisini olumsuz değerlendirme eğiliminde olmasını ifade etmektedir.
Mesleki Tükenmişliği Etkileyen Faktörler
Bireysel ve sosyal faktörler: Bireysel özellikler, bireyin sahip olduğu, bazı durumlarda tükenmişliğe zemin hazırlayan ya da tükenmişliği artıran, bazı durumlarda ise tükenmişliği ve etkilerini azaltıcı bir rol oynayan özellikleri ifade etmektedir. Tükenmişliği etkileyen bireysel ve sosyal özellikler arasında cinsiyet, yaş, eğitim, medeni durum, işte çalışma süresi, sosyal destek, kişilik ve beklentiler sayılabilmektedir. Tükenmişliği etkileyen sosyal faktörlere bakıldığında en önemli belirleyicilerin aile yapısı ve sosyal destek olduğu görülmektedir. Doyumlu bir aile yaşamına sahip olmak, iş arkadaşları ve dostları ile sorunları paylaşarak çözüme yönelik iletişimde bulunmak tükenmişliği azaltmada etkili olmaktadır.
İş ve örgütle ilgili faktörler: Özelleşme, liberalleşme ve küreselleşme modern iş hayatında hızlı değişikliklere yol açabilmektedir. Yeni becerilerin öğrenilmesi için artan talepler, üretkenliğin ve işin kalitesinin artırılmasına yönelik baskılar, zaman kısıtlılığı, yoğun iş temposu kurumsal düzeyde tükenmişliğe neden olabilmektedir.
Tükenmişlik Sendromu Kimlerde Görülür?
30-40 yaş altındaki bireyler bu yaş üzerindeki meslektaşlarına göre tükenmişliğe daha yatkındır. Bu yaşa göre değişim, genelde iş alanındaki deneyime bağlanmakta olup o işte daha çok çalışmış kişilerin daha az çalışmışlara göre tükenmişliğe dayanıklılık kazandığı söylenebilir. Cinsiyete bakıldığında ise belirgin bir fark gözlenmemektedir. Buna karşın erkeklerin insanları daha çıkarcı bulduğu dikkat, çekmektedir. Bekârlar eşi olanlara oranla daha çok tükenmişliğe girmektedir. Herhangi bir stresle başa çıkmak için aktif yolları kullanan insanlar, daha savunmacı ve edilgen yolları kullananlara göre daha az tükenmişliğe girmektedir. Bu aktif yollardan özellikle yüz yüze kendini dile getirebilmeyi kullananlar en az tükenmişliğe giren kişilerdir. Stresten kaçınarak atlatmaya çalışan insanların ise en sık tükenmişliğe girdiği görülmektedir. Gündelik yaşamında kaygılı yapılarına göre hareket eden kişilerin iş yerindeki zorluklara karşı daha kırılgan olduğu bilinmektedir. Bireyin kendisinden bağımsız olarak da, iş yoğunluğunun karşılanamayacak derecede çok olduğu yerlerde çalışan kişilerde de tükenmişliğin çok görülmektedir. Özellikle doğrudan insanlara hizmet veren sektörlerde ve eğitim sektöründe tükenmişliğin arttığı gözlenmektedir.
Tükenmişlik Sendromunu Önleme ve Başa Çıkma
Normal hayatta stresten kaçınmak neredeyse imkânsızdır ancak tükenmişlik sendromunu önlemek mümkündür. Bunun için atılması gereken birtakım adımlar, stresin tükenmişlik sendromuna dönüşmesini engelleyebilir.
Egzersiz: Sadece bireyin fiziksel sağlığı için faydalı değil, aynı zamanda birey için duygusal ve ruhsal bir rahatlama yöntemidir. Zaman kısıtlaması olan bireyler kısa yürüyüşler veya gün içinde iş arasında birkaç defa tekrarlanan hareketler ile egzersizi günlük bir alışkanlık haline getirebilirler.
Dengeli beslenme: Stres başta olmak üzere bütün sağlık durumları için önemli bir adımdır. Özellikle ceviz, balık gibi yiyeceklerde fazlaca bulunan Omega-3 gibi yağ asitleri ile dolu sağlıklı bir yemek, birey için doğal bir antidepresan görevi yüklenebilir.
Dinlenme: İnsan vücudunun dinlenmek ve kendisini yenilemek için zamana ihtiyacı vardır. Bu nedenle sağlıklı uyku düzeni takip edilmelidir. Uykudan önce kafeinden kaçınmak, uykudan önce tekrarlanan rahatlatıcı bir uyku ritüeli oluşturmak ya da düzenli uyku saatlerini takip etmek bireyin sağlıklı uyku düzeni kazanmasına yardımcı olabilir.
Yardım İsteme: Stresli zamanlarda, bireylerin çevrelerinden yardım istemesi önemlidir. Çevreden görülen destek stres ve tükenmişlik duygusuna karşı en etkili silahlardan birisidir.
Tükenmişlik Sendromuna Sahip Bireylere Nasıl Destek Olunur?
Tükenmişlik sendromu yaşayan bir bireyin, arkadaşın ya da aile üyesinin duruma neden olan stresinden kurtulmasını sağlamak her zaman mümkün olmasa dahi, bireye destek sunmak duygusal yükünü hafifletmeye yardımcı olabilir.
Bunun için önce bireyi dinlemek gereklidir. Durumu düzeltme çabasına girmeden önce, bireyin yaşadığı zorlukları dinlemeyi teklif etmek doğru olacaktır. Dertleri paylaşacak ya da konuşacak birine sahip olmak, birey için hatırı sayılır bir fark yaratabilir. Çoğu vakada bireyler sadece stres ve acılarına tanık olacak birine ihtiyaç duyarlar ve onları dinlemek iyileşme adına uzun bir yol kat ettirebilir.
Bireyin duygularının ve endişelerinin var olduğunu doğrulamak önemlidir. Tükenmişlik sendromunun etkilerini hisseden ve bununla ilgili dertlerini anlatan bireye “Kulağa o kadar da kötü gelmiyor.” ya da “Her şey düzelecek.” gibi sadece güvence vermek anlamına gelen sözler, hislerinin geçersiz ve önemsiz olduğu mesajını verebilir ve bireyi umutsuzluğa sürükleyebilir. Bunun yerine “Çok çalışıyorsun. Neden tükenmiş hissettiğini anlayabiliyorum.” diyerek doğrulama sunulan bir yaklaşıma yönelmek, bireyin daha çok yardım aramasını ve sorunu doğru kavrayarak doğru adımları atmasına yardımcı olabilir.
Tükenmişlik sendromu yaşayan bireyler çoğu zaman başkalarının onlara yardım edebileceği yolları düşünemeyecek kadar yorgundur. Bireye “Nasıl yardımcı olabilirim?” diye sormak yerine, bireyin içinde bulunduğu şartlara göre yemek getirmek, kıyafet temizliği için adım atmak veya iş yükünü başka bir çalışana yönlendirmek gibi belirli ihtiyaçlarını karşılayabilecek tekliflerde bulunmak daha etkili olacaktır.
Tükenmişlik sendromu yaşayan bireyin çocuk bakıcısı, ev temizlikçisi veya psikoterapist gibi ek desteğe ihtiyaçları varsa, bu stresi hafifletmeye yardımcı olacak belirli kaynaklar için araştırma yapmak ve kaynağa ulaşmalarına yardımcı olmak yine birey için faydalı olacaktır.
Tükenmişlik sendromu yaşayan bireyler genellikle uzun saatler çalıştıkları için kendilerini yalnız ve takdir edilmemiş hissedebilir. Ancak küçük nezaket jestleri birey için besleyici olabilir. Bireye çiçek göndermek, nazik, mizahi ve düşünceli bir metin mesajı ya da bir kartpostal atmak, tükenmişlik sendromu yaşayan bireylere yalnız olmadıklarını hatırlatabilir.
Kaynaklar:
-
Koyuncu, A., Yıldız, İ., (2020) İş Sağlığı ve Güvenliği Meslek Hastalıkları, 384-385
-
https://www.kuh.ku.edu.tr/psikiyatri/tukenmislik-burnout-sendromu
-
https://www.mayoclinic.org/healthy-lifestyle/adult-health/in-depth/burnout/art-20046642
-
https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/tukenmislik-sendromu