Ülkemizin karmaşık jeolojik ve tektonik yapısı çok çeşitli maden yataklarının bulunmasına olanak sağlamıştır.
Ülkemizin karmaşık jeolojik ve tektonik yapısı çok çeşitli maden yataklarının bulunmasına olanak sağlamıştır. Günümüzde dünyada yaklaşık 90 çeşit madenin üretimi yapılmaktayken ülkemizde 60 civarında maden türünde üretim yapılmaktadır. Ülkemiz, başta endüstriyel ham maddeler olmak üzere, bazı metalik madenler, linyit ve jeotermal kaynaklar gibi enerji ham maddeleri açısından oldukça zengindir.
Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği alanında maden sektörü özelindeki hususlar “Maden İş Yerlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği” ile hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, 30/06/2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektedir. Maden sektöründeki iş yerleri ve bu sektördeki çalışanlar 6331 sayılı Kanuna ve ilgili mevzuata da tabidir.
Sektördeki iş yerleri, 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin İş yeri Tehlike sınıfları Tebliği”ne göre 05, 06, 07, 08 ve 09 NACE koduna sahip olup bu iş yerlerinin büyük çoğunluğu “Tehlikeli” ve “Çok Tehlikeli” sınıfta yer almaktadır. Maden sektörüne özel herhangi bir eğitim planı kanunlarda bulunmamaktadır. Yasalara göre belirli periyotlarda verilen iş sağlığı güvenliği eğitimlerinin de çoğunlukla yasal prosedürlerin sağlanması amacıyla verildiği üzerinde fazla durulmadığı bilinmektedir.
Türkiye maden sektörü iş sağlığı güvenliği konusu temel başlıklar açısından incelendiğinde kullanılan mevzuatların ve yasaların muğlak ve yetersiz olduğu, mevcut yasaların sektör tarafından uygulanmasında eksiklikler olduğu ve bunun sonucunda sektörün ölümlü kaza sayılarının ve oranlarının ABD ve Avustralya gibi ülkelere kıyasla oldukça yüksek olduğu ortaya çıkmaktadır.
Madenlerdeki mevcut denetimleri iki ana başlığa ayırabiliriz:
1. Merkezi denetimler
1.1. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu denetimleri
1.2. Enerji Bakanlığı- MAPEG denetimleri
1.3. Zorunlu maden sigortası denetimi
2. İç denetimler
2.1. Daimi Nezaretçi denetimi
2.2. İSG Uzmanı (İGU) denetimi
2.3. OSGB veya İSGB denetimi
(Kamu madenciliğindeki Sayıştay denetimleri ile Teftiş Kurulu denetimlerini dikkate alınmamıştır.)
1. MERKEZİ DENETİMLER
Merkezi denetimlerde ilgili işletmenin projeye, Maden Kanunu ve uygulama yönetmeliklerine, 4857 Sayılı İş Kanunu’na, 6331 Sayılı İSG Kanunu ile “Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” (MİİSGY)’nin esaslarına uygunluğu “anlık” olarak denetlenir
1.1. İş Teftiş Kurulu Denetimleri
Büyük ölçekli maden işletmeleri için yılda bir kez yapılmaktadır. 4857 Sayılı İş Kanunu ile 6331 Sayılı İSG Kanunu ve yönetmelikleri doğrultusunda yapılan bu denetimler özellikle Soma ve Ermenek kazaları sonrasında daha ayrıntılı ve proaktif olarak yapılmaya başlanmıştır. Denetim süresinde tespit edilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin süre belirlenmesi ve gerekiyorsa yaptırım uygulanması olumludur. Denetim ekibi içerisinde makine ve elektrik mühendisi kökenli iş müfettişlerinin bulunması nedeniyle de en önemli denetimler olarak ortaya çıkmaktadır. Çünkü yarı ve tam mekanize sistemlerin yaygınlaştığı günümüzde yer altı kömür madenciliği multidisipliner bir çalışmadır. Bu denetimler sırasında yeterli saha deneyimi olmayan iş müfettişlerinin görevlendirilmesi denetimlerde eksikliklerin göz ardı edilmesine yol açabilir.
1.2. MAPEG Denetimleri
Büyük ölçekli işletmeler için yılda 6 kez yapılmaktadır. Maden Kanunu ve uygulama yönetmeliklerinin yanı sıra MİİSGY uyarınca da ocaklar denetlenmektedir. MAPEG denetçileri saha deneyimine sahip oldukları için etkin denetim yapabilmektedirler. Bu denetimlerin zayıf yönü ise çok kısa sürede yapılması, denetçiler arasında Makine ve Elektrik mühendisi bulunmamasıdır.
1.3. Zorunlu Maden Sigortası Denetimleri
Soma ve Ermenek kazaları sonrası getirilen ve zorunlu maden sigortası uygunluğu için yılda iki kez yapılan bu denetimlerde, diğer denetimlerde gözden kaçan önemli bir hususun yakalanması pek mümkün gözükmemektedir. Yine de işyerlerinin farklı bir gözle denetlenmesinin sakıncası yoktur.
2. İÇ DENETİMLER
2.1. Daimi Nezaretçi Denetimi
Daimi nezaretçi, Maden Kanunu ve yönetmelikleri gereğince işletme projesine uygun çalışılmasından sorumludur. Uygulamada ise çalışanlardan birisi Daimi Nezaretçi gösterilerek veya danışmanlık hizmeti alınarak gerçekleştirilen ve etkin bir yönlendirme imkanı bulunmayan, muhtemel bir kaza sonrasında ise sorumluluğu gereği cezai yaptırıma uğrayabilen bir müessesedir.
2.2. İGU Denetimi
Daimi nezaretçiliğe benzer şekilde 6331 Sayılı İSG Kanunu gereğince sorumluluklar altına giren ama özellikle yer altı kömür madenciliğinde karşılığı olmayan bir müessesedir. Genel tedbirlerin dışında 3 vardiyayı kapsayan 7/24 çalışma düzeninde İGU’ların verebileceği katkılar sınırlıdır. Yeterli saha tecrübesi olmayan bir İGU, genel tedbirlerin alınması için gerekli yeterliliğe sahip değildir. İşletmelerde, iş güvenliğini sağlamak üzere İSGB’ler kurulur. İSGB’lerde çalışan teknik elemanların İSG Uzmanı olması, niteliklerinin artması açısından arzu edilebilir. Üretim, hazırlık, nakliyat gibi faal alanlarda çalışanların kendi işlerinde İGU gösterilmesinin bir yararı yoktur ama pratikte uygulama bu şekilde yapılmaktadır.
2.3. OSGB – İSGB Denetimleri
Küçük veya hazırlık aşamasındaki ocaklar dışında OSGB’lerin yer altı kömür madenlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğini sağlayabilmeleri mümkün görünmemektedir. Bu işler çoğunlukla İşveren tarafından oluşturulan İSGB’ler eliyle yürütülür. İSGB’lerin tüm çalışma alanlarında yetkin olabilmeleri, o işletmenin yönetim felsefesine bağlıdır. Güvenlik kültürünün tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi İSGB’ler aracılığıyla sağlanmalıdır.
6331 Sayılı İSG Kanunu Uygulamlarında İSG Yönetiminde Karşılaşılan Sorunlar Ve Çözüm Önerileri
İş güvenliği işletmenin en tepesinden başlar, bu hassasiyet en alt kademelere kadar benimsetilebildiği sürece güvenli çalışma ortamının sağlanmasında yol alınır. Denetimlerde iç denetimin ve özellikle de etkin bir İSGB denetiminin önemi büyüktür. Ancak en ideali, tüm farklı alanların İSG kurallarına uygun olarak çalışmasını sağlayabilmektir.
Bu sonuçlar neticesinde madencilik için kullanılan iş sağlığı güvenliğine yönelik yasaların eksikliği göze çarpmaktadır:
Maden İşletmeleri için özel olarak sadece bu sektörü ilgilendiren düzenleme mevzuatlar hazırlanmalı ve Çalışma Bakanlığı’na bağlı sadece maden sektörüne yönelik bir kurum tarafından bu mevzuatlar güncellenmeli ve periyodik olarak denetlenmelidir. Bunun sonucunda mevcut olumsuz performans iyileştirilebilir.
Yasal mevzuatlar hazırlanırken bölgesel farklılıkların gözetilmesi işletmelerin adaptasyonu daha yerinde olacaktır. Örneğin; kömür üretiminin yoğun olduğu bölgelerde yıllık asgari tatbikat sayısı veya doğal taş üretiminin yoğun olduğu bölgelerde zaman ağırlıklı toz yoğunluğunun nispeten farklılıklar gösterebilmesi gibi.
Bu düzenlemelerde devlet, işveren ve çalışanların ölümlü kazaları ve yaralanmaları azaltmak veya sonlandırmak için beraber çalışması gerekmektedir. Devlete bağlı ancak bağımsız bir kurum tarafından aralıklı olarak düzenlemeler denetlenmeli ve iş sağlığı ve güvenliğine uygun çalışma ortamı hazırlamalıdır.
İş sağlığı ve güvenliği kurumsal kültürün bir parçası haline getirilmeli ve buna yönelik teşvikler yaygınlaştırılmalıdır.
İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin periyodik olarak tekrar edilmesi, çalışanların verilen eğitimlerde sınanması ve içeriklerin sürekli olarak yenilenmesi için çalışmalar yapılması yerinde olacaktır.
Acil durumlara yönelik hazırlıkların artırılması, rutin tatbikatların dışında devletin destek verdiği daha büyük tatbikatlar yapılarak herkesin hazırda bulunması gerekmektedir. İşyerlerinde “Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre ise söndürme, kurtarma ve koruma ekiplerinin her biri için, çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde, her 30 çalışan ve katları için birer 1 kişinin destek elemanı olarak görevlendirilmesi gerekmektedir. Yer altı kömür işletmeleri için bu rakamlar yeterli değildir. Bu ekiplerdeki destek elemanları sayısı yönetmelikte belirtilen rakamlara uyulmayarak mümkün olan en fazla sayıda destek elemanı belirlenmeli, ekiplerdeki destek elemanları belirlenirken vardiyalarda dağılıma da özen gösterilmelidir.
Maden sektöründe belirtilen sayısal verilerin açık, net ve kesinlikle doğru zamanda açıklanması bir zorunluluktur. Kazaları, olayları ve ramak kala durumlarını zamanında ve tam olarak bildirmeyen kurumlara yönelik ciddi yaptırımların gündeme alınması yerinde bir karar olacaktır.
6331 Sayılı İSG Kanunu doğrultusunda Maden işletmelerinde İş Güvenliği Uzmanı görevlendirilmesinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri:
Maden işletmelerinde görev alacak İGU’ları kesinlikle maden mühendisi olması,
Kamu’da kendi bünyesindeki İGU belgesine haiz maden mühendislerinden, görevlendirme yapacak olanlara asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet edilmesi sağlanması,
Maden işletmeleri vardiyalı çalışma yaptıklarından dolayı, İGU olarak görevlendirilen personeller vardiyalara göre görevlendirme yapılması,
Tam süreli İGU olarak görevlendirilen maden mühendisleri, sözleşme belirtilen süre kadar (11700 dk.) iş yerinde iş güvenliği ile ilgili hizmet sunması,
Aynı özellikte olup ve birden fazla müessese veya işletmeye sahip maden işletmelerinde, maden işletmesinin tamamını kapsayacak özellikte tek bir iç yönerge ilgili kurullar tarafından hazırlanarak genel müdürlük onayına sunulması,
İlgili mevzuatlar tarafından öngörülen ve istenilen unsurlardır.
Vardiyalı çalışma yapılan maden işletmelerinde, tam süreli İGU belgesine sahip, vardiya, ocak, nakliyat, hazırlık, etüt tesis vb. maden ve/veya servis mühendisleri aynı zamanda, tam süreli iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaları ilgili yasal mevzuat hükümleri ile çelişmektedir.
Maden işletmesinin, çalışan personel sayısına göre atanması gereken, her 250 kişi ve katlarında tam süreli (11700 dk.) İGU ataması gerekmektedir. Maden mühendisi ünvanına sahip İGU’ların tam süreli İGU olarak atanması durumunda, iş güvenliği uzmanlarının görev, yetki, sorumluluk ve eğitimleri hakkındaki yönetmeliğin, 9, 10 ve 11. maddelerinde açık olarak belirlenen görev, yetki ve yükümlülükleri yerine getirmesi istenilen bir zorunluluktur. Ayrıca yönetmeliğin 12. maddesinin 1. fıkrası İş güvenliği uzmanları, bu yönetmelikte belirtilen görevlerini yerine getirmek için, çok tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 40 dakika görev yapar amir hükmü bulunmaktadır.
Yasal mevzuat gereği tam süreli 195 Saat/Ay (11700 dk.) İGU atanması gereken iş yerinde sadece 80 Saat/Ay (4800 dk.) görevlendirme ile iş güvenliği hizmeti sağlanamayacaktır. Çok tehlikeli sınıfta bulunan maden işletmesinde iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirilen maden mühendislerinin, iş güvenliği uzmanı dışında bir başka görev ifa etmeleri yasal mevzuata aykırıdır.
Vardiyalı çalışma yapılan maden işletmelerinde görevlendirilen tüm İGU’larının tamamının sadece gündüz vardiyasında çalışmaları hem yasal mevzuata aykırı olup, hem de istenilen iş güvenliği tedbirlerini sağlayamaya yetmeyecektir. Bu nedenle vardiyalı çalışan maden işletmelerinde görevlendirilen İGU’larının çalışma süreleri vardiyalar dikkate alınarak yapılması zaten beklenen bir çalışma olacaktır.
Kaynaklar:
-
Aktan, M., Uygun, M., Erbayat, C.K., & Gezici, S. (2015). Avustralya kömür madenleri ve ARGE kuruluşlarına yapılan incelemelerle ilgili teknik rapor
-
Maden kazaları Çalışma grubu Maden Sektörü İSG Rehberi TC. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
-
TMMOB Madencilik Sektöründe İş Güvenliği Uzmanları Araştırma Raporu Mart 2024