728 x 90

6331 Sayılı Kanunun Işığında Risk Değerlendirme Süreci

6331 Sayılı Kanunun Işığında Risk Değerlendirme Süreci

Ekonomiye aktif katılım sağlayan insanların, zamanlarının çok büyük bir kısmı işyerlerinde geçmektedir. Bu sebeple çalışma koşullarının insan hayatındaki rolü çok büyüktür.

Ekonomiye aktif katılım sağlayan insanların, zamanlarının çok büyük bir kısmı işyerlerinde geçmektedir. Bu sebeple çalışma koşullarının insan hayatındaki rolü çok büyüktür. ILO’nun 2023 yılında yayınlanmış olduğu “Daha Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Ortamları Çağrısı” raporunda 2019 yılını kapsayan son tahminlere göre; dünya çapında 395 milyondan fazla işçi ölümcül olmayan bir iş kazası geçirmiştir. Ek olarak, yaklaşık 2,93 milyon işçi işle ilgili faktörlerin bir sonucu olarak öldüğü belirlenmiş olup; bu sayı 2000 yılına kıyasla yüzde 12’den fazladır. ILO’nun paylaşmış olduğu bu veriler, işyerlerinde yapılan iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının ne kadar gerekli olduğunu gözler önüne sermektedir.

Risk değerlendirmeleri iş yerine ve çalışma şekillerine göre özel olarak hazırlanan raporlardır. İş yerlerinde, iş sağlığı ve güvenliğinin olmazsa olmazı risk değerlendirmesi; tehlike sınıfı gözetmeksizin her bir işletme için büyük önem arz etmektedir. Yönetmelikte Risk değerlendirmesi; ”tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir” olarak tanımlanmaktadır. Yönetmelikte geçen diğer 2 önemli tanım ise tehlike ve risktir. Tehlike; “iş yerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya iş yerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini”, risk ise; “tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini” ifade eder olarak tanımlanmaktadır.

6331 sayılı Kanunun temel amacı, çalışanların sağlık ve güvenliği için tehlike oluşturan veya oluşturabilecek bütün olumsuzlukları tespit etmek ve gerekli önlemleri almak, yani önleyiciliktir. Dolayısıyla bu yönüyle risk değerlendirmesi kanunun özünü oluşturmaktadır. Yönetmelik öncesinde reaktif bir yaklaşım benimsenmekte olup, kaza olduktan sonra önlemler alınmakta, süreç bu şekilde ilerlemekteydi. 6331 sayılı kanun ile birlikte ise proaktif bir yaklaşım benimsenmiş olup, kaza yaşanmadan önce risk bazlı çalışmalar yapılması sağlanmıştır. Yönetmelik tanımı incelendiği zaman, yapılacak çalışmanın ne kadar detaylı bir süreç olduğu anlaşılmaktadır.

Risk değerlendirmeleri yapılan işin özelliğine, türüne, süresine göre değişiklikler gösterebilir. Bu sebeple birçok risk değerlendirmesi çeşidi mevcuttur. Bazı risk değerlendirmesi türleri ve özellikleri aşağıda yer almaktadır.

Hata Türleri ve Etkileri Analizi (FMEA)

Bir hatanın nerede ve nasıl meydana geldiğini tanımlayan ve bu hataların bağlantılı olduğu farklı kusurlara yönelik bölümlerin, değişime ihtiyaç duyan süreçlerini tanımlamak amacıyla değerlendiren proaktif ve sistematik bir yöntemdir.

Fine Kinney Metodu

Kalitatif bir risk değerlendirme yöntemi olup, çalışanların tehlikeye maruz kalma sıklığını da göz önünde bulundurarak yapılan bir yöntemdir.

L Tipi Matris (5×5)

İstenmeyen bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmesi durumunda sonucunun nasıl değerlendirileceğine ilişkin bir metottur.

X Tipi Matris

Matris diyagramlarında tehlike üzerinde etkisi olan faktörlerin, parametrelerin tanımlanması ve aralarındaki ilişkilerin belirlenmesi gerekmektedir. Takım çalışması gerektiren disiplinli bir metottur.

Tehlike ve İşletilebilme Yöntemi (HAZOP)

Kimya endüstrisi tarafından geliştirilmiş bir yöntemdir. Çalışma esnasında anahtar kelimeler, tasarım parametreleri ve çeşitli tablolar kullanılarak yapılan bir metottur.

Hata Ağacı Analizi

İlk olarak Amerikan Hava Kuvvetleri için hazırlanan hata ağacı analiz yönteminde amaç, işletmede insandan, makineden, tasarımdan vb. birçok alandan kaynaklı hataları tespit etmek ve alt faktörlerine ayırarak değerlendirerek yapılan bir metottur.

Olay Ağacı Analizi

Nükleer endüstride daha fazla uygulamaya sahip olan bu metot hem kantitatif hem de kalitatif olarak uygulanabilen bir risk analiz metodudur.

Kaza Kavramı ve Risk Değerlendirmesi

İş sağlığı ve güvenliğinin temel hedefi, çalışanları büyük bir çoğunluğu önlenebilen iş kazalarından ve tamamı önlenebilir meslek hastalıklarından korumaktır. Kaza genel anlamda, kasıt söz konusu olmaksızın, beklenmedik bir anda meydana gelen ve çoğu zaman sonucu zararla ifade edilebilen her durum olarak tanımlanmaktadır. Kaza kavramının bu genel tanımı üzerinde bir görüş birliği bulunmasına karşın iş kazası kavramının tanımında farklı yaklaşımlar dikkati çekmektedir. 6331 sayılı kanunda ise şöyle tanımlanmaktadır “İş yerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay”. İş kazalarının meydana gelmesinde, teknik, sosyal, psikolojik, fizyolojik ve çevresel pek çok etken söz konusu olabilir. Çalışanların kullandığı makine, malzeme, araç ve gereçler, çalışanın bilgisizlik, dikkatsizlik veya yorgunluğu, iş yerinin çalışma koşulları, iş yerindeki çalışma arkadaşları ve çevre koşullarının her biri iş kazası nedenidir. Bu nedenleri değişik başlıklar altında toplamak mümkündür. “Güvensiz koşul”/ ”güvensiz hareket”, “tehlikeli durum”/ “tehlikeli hareket” ya da “fizik ve mekanik çevre koşullarına bağlı nedenler”/ “insana bağlı nedenler” en sık kullanılan gruplandırmalardır.

6331 sayılı Kanun ve ona bağlı olarak yürürlüğe giren “İş Sağlığı Ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği” nin temel amacı;

İş yerinde çalışanların sağlık ve güvenliği için tehlike oluşturan ya da oluşturabilecek olan tüm durumların tespit edilmesi,

  • Tespit edilen tehlikelere bağlı olarak oluşacak risklerin belirlenmesi,
  • Ortadan kaldırılabilecek tehlikeler için, alınacak önlemlerin ve yapılabilecek değişikliklerin belirlenmesi,
  • Önlenmesi mümkün olmayan tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi,
  • Ortadan kaldırılamayan tehlikeli durumlar hakkında çalışanların bilgilendirilmesi ve eğitilmesidir.

 

Yapılan tüm bu çalışmalar sonucunda iş kazası veya meslek hastalıklarının mümkün olan en az seviyeye indirilmesi amaçlanmıştır. İşyerlerinde var olan tüm tehlikelerin ve risklerin belirlenmesi mümkün olmasa da işyerlerinde sağlıklı ve güvenli ortamların sağlanmasında risk değerlendirme çalışmaları en önemli adımı oluşturur.

 

Kaynaklar:

İrem Bozdemir

İrem Bozdemir, 01.01.1991 Eskişehir doğumlu, evli ve 1 çocuk annesidir. İlköğretim ve Lise eğitimini Eskişehir’de tamamlamıştır. 2016 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2016 yılında Çevre Görevlisi belgesi ve 2017 yılında C sınıfı İş Güvenliği belgesini almaya hak kazanmıştır. Aynı zamanda TUV AUSTRIA ISO 9001:2015, ISO14001, OHSAS 18001 İç Tetkikçi belgelerine sahiptir. Meslek hayatına 2017 yılında başlamış olup, 2018 yılından itibaren Tez Medikal OSGB bünyesinde çalışmaya başlamıştır. DHL Freight, Garanti Bankası, HMS Host, Opet Fuchs, LC Waikiki, Arçelik ve Türkiye Finans Katılım Bankası’nda görev almıştır.

Son Yazılar