728 x 90

İş Yaşamında Bel Ağrıları / Bel Koruma Programları

İş Yaşamında Bel Ağrıları / Bel Koruma Programları

Bel ağrıları çoğu zaman yaşamı tehdit eden bir sorun olmamasına karşın, gelişmiş ve özellikle endüstrileşmiş toplumlarda iş gücü kaybı yanında…

Bel ağrıları çoğu zaman yaşamı tehdit eden bir sorun olmamasına karşın, gelişmiş ve özellikle endüstrileşmiş toplumlarda iş gücü kaybı yanında tanısal yaklaşımların ve tedavi maliyeti açısından da önemli bir sağlık problemidir.

Dünyada yetişkinlerin büyük çoğunluğu hayatlarının en az bir döneminde bel ağrısı yakınmaları yaşasa da bu ağrıların büyük bir çoğunluğunu mekanik bel ağrısı olarakta adlandırılabilen ve omurga ile etrafındaki yapılardan kaynaklanan ağrı tipi oluşturmaktadır.

Bel ağrılarının önemli oranda bir bölümünün mesleki risk etkenlerine bağlı olarak ortaya çıktığı bilinmektedir. Çalışma ortamlarında bedensel aktiviteleri daha aza indirmeye yönelik kullanımı artan mekanik sistemler ve ergonomik düzenlemeler, insan vücudu üzerindeki yükleri azaltıyor gibi görünmesine rağmen, aşırı bedensel yüklenmeye dayalı işler, statik çalışma biçimi nedeniyle bel ağrılarının görülme sıklığı artmaya devam etmektedir.

Bel ağrılarının çok büyük çoğunluğu ağır nesnelerin taşınması sırasında bel bölgesi kasları, kas lifleri ve eklem bağlarının mekanik nedenlerle aşırı zorlanması nedeniyle gelişir. Yapılan araştırmalarda ağırlık kaldırmayı, sık öne eğilmeyi, omuz seviyesinin üstüne uzanmayı gerektiren işleri yapan çalışanların, diğer işlerde çalışanlara oranla daha fazla bel ağrısından yakındıkları saptanmıştır.

Güvenli bir biçimde kaldırılabilecek en fazla ağırlık konusunda herhangi bir limit değer bulunmadığı gibi, bu değer; çalışanın fiziksel gücüne, materyalin büyüklüğüne, şekline ve kaldırma pozisyonu gibi çeşitli koşullara göre değişkenlik gösterir. Taşıma işleri sırasında; dizleri bükmeden kaldırma, kaldırma sırasında eğilme ile beraber vücudu döndürme ve hareketin devamlı tekrarı bel ağrısı riskini arttırır. Ağırlıkla birlikte çalışma ortamı ölçüleri ve yüksekliğine bağlı olarak değişen çalışma duruşunun, titreşimin omurgaya yansımasının da bel ağrısında önemli bir faktör olduğu gösterilmiştir.

Çalışma ortamındaki etkenlere bağlı olarak gelişen bel ağrısı yalnız ağır işlerde çalışanların sorunu değildir. Bel ağrısı yakınmaları; sıklığı daha az olmakla birlikte, uzun süre oturmak zorunda kalan ofis çalışanlarını da etkilemektedir. Bunun yanı sıra bilimsel yazında monoton iş süreçleri, zaman baskısı, vardiyalı çalışma, işte memnuniyetsizlik gibi psiko-sosyal faktörlerinde bel ağrısı ile ilişkilerini gösteren çalışmalarda mevcuttur.

Bel ağrısı, yukarıda da belirttiğimiz gibi farklı nedenlerle gelişebilmektedir. Ağrı; fiziksel aktivite ile uyarılırken, istirahatle hafifleme eğilimi gösterir. Ağrı nedeniyle aktivitesi kısıtlanan kişinin kondisyonu ve dayanıklılığı azalır. Uzun süren ağrı; sıkıntı, endişe ve duygu durum bozukluklarına neden olabilir.

Bel ağrısı evrensel düzeyde bir sağlık sorunu olup 1990’dan beri dünya genelinde yapılan hastalık yükü çalışmalarında en önde gelen yeti yitimi nedenleri arasında yer almaktadır. Hastalık yükü kavramı sağlığın ölçülmesinde kullanılan en önemli ölçütlerden biridir. Hastalık yükü çalışmaları ile olumsuz sağlık durumlarının nedenlerinin, düzeylerinin saptanması ve bu olumsuzlukların giderilmesi için stratejiler oluşturulmasına yarayacak veriler ve risk faktörlerinin yoğunluğu tespit edilerek sağlık planlamalarında önceliklerin belirlenmesi sağlanmaktadır.

Hastalık yükü ve yeti yitimi nedenleri incelendiğinde bel ağrılarının en fazla üretken çağı etkilediği,  dünyadaki ülkelerin %65’inde önde gelen yeti yitimi nedeni olduğu ve bel ağrısı kaynaklı yeti yitiminin %30’unun mesleki nedenlerden kaynaklandığı görülebilmektedir. Küresel Hastalık Yükü çalışması Türkiye sonuçları da bel ağrısının yeti yitimi yükünün 2019 yılında 2002 yılına göre %22,35 oranında artmış olduğunu göstermektedir. Bu durum bel ağrılarının toplumsal ve ekonomik yükünü daha da artırmaktadır.

İş günü kaybı ve tedavi masrafları nedeniyle en pahalı hastalıklardan birisi olarak kabul edilen mekanik kaynaklı bel ağrısı probleminin çözümünde disiplinler arası bir yaklaşım gerekmektedir.  Bu açılardan bakıldığında bel ağrılarının olası risk faktörlerinin değerlendirilmesi ve bu ağrıları önleme, tedavi ve yeniden işe dönüş ve rehabilitasyon stratejilerinin öncelikle ele alınması gerekmektedir. İzlenmesi gereken stratejik amaç erken dönemde ağrıyı kontrol altına almak, tekrarı ve kronikleşmeyi engellemek, fonksiyonel kapasiteyi arttırmak ve iş gücü kaybını önlemek olmalıdır.

Yürürlükteki pek çok yönetmelikte çalışma ortamları ve iş süreçleri nedeniyle gelişebilecek olan bel ağrısı ve diğer kas-iskelet hastalıklarına ilişkin olarak riskleri belirleme, önleme ve çözme konusunda, gerek işverenin, gerekse iş sağlığı güvenliği profesyonellerinin sorumlulukları tanımlanmıştır.

Risk belirleme süreçlerinde uygun olmayan duruş ve ekipmanların değerlendirilmesi amacıyla ergonomik analizler gerçekleştirilmeli, gerekli iyileştirmeler sağlanmalı; ergonomik girişimler, bel koruma eğitimleri ve egzersiz programları ile desteklenmelidir.

Bel koruma eğitimleri bel ağrılarını önleme stratejisinin etkin ve ekonomik bir bileşeni olarak kabul edilmektedir. İlk kez 1969’da İsveç’te başlayan endüstride bel koruma eğitimi; İngiltere, Kanada, ABD gibi gelişmiş ülkelerde de mesleki bel ağrısı ve travmasını azaltmak, iyileşmeyi hızlandırmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bel koruma eğitimleri, ekonomik ve ergonomik önlemler kadar etkin bir yöntem olarak kabul edilmektedir.

Bu eğitimlerin temel amacı günlük yaşam ve çalışma esnasında doğru vücut mekaniklerini kullanmayı öğretmek, bel sorunu ile başa çıkma yeteneğini geliştirmek, kendine güveni arttırarak yaşam kalitesini iyileştirmek, bel ağrısı sorunu yaşayan çalışanları bilgilendirmek ve tekrarlamaları azaltmak olmalıdır.

Eğitimlerde hastaya bel sorunuyla baş edebilme yolları, ağrının tekrarını önlemek için korunma yöntemleri ve sıklıkla bir dizi egzersizin öğretilmesi hedeflenmektedir. Yapılmış bilimsel bir çalışmada, egzersiz ile kombine edilmiş bel okulu programları sonucunda hastaların fonksiyonel kapasiteleri ve gövde kas güçlerinde anlamlı artış ve bel ağrısında belirgin azalma sağlandığı gösterilmiş; bir başka çalışmada ise egzersiz alışkanlığı olan bireylerde bel ağrısının daha düşük oranda olduğu sonucuna varılmıştır.

Egzersizlerin amacı bel çevresinde bir kas korsesi oluşturarak, bel omurgasına binen yükü hafifletmektir. Egzersizin ilk etaptaki yararı günlük yaşantı kondisyonunu artırmasıdır. Kondisyonun artması sonuçta, günlük zorlanmalar karşısında insan vücudunun daha az yorularak iş yapmasını sağlar. Kuvvet, dayanıklılık, esneklik artar, genel aktivite düzeyi yükselir.

Tüm bu bilgiler ışığında; işyerlerinde bel sağlığı gözetim programlarının geliştirilmesi ve iş süreçlerine özgün hale getirilmesinin, rehabilitasyon programlarının uygulanmasının çalışanların önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkan bel ağrılarının yönetilebilir olmasını sağlayabileceği söylenebilir.

 

Kaynaklar:

  • C Sağlık Bakanlığı, Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2019. Ankara 2021
  • James SL, Abate D, Abate KH, et al. Global, regional, and national incidence, prevalence, and years lived with disability for 354 diseases and injuries for 195 countries and territories, 1990-2017: a systematic analysis for the global burden of disease study 2017. Lancet. 2018;392:1789–858.
  • Özcan E. İşe Bağlı Bel Ağrısı. Bel Ağrısı Tanı ve Tedavi. Nobel Kitabevi. 2002
  • Bilir N. Mesleksel Kas İskelet Sistemi Hastalıkları. İş Sağlığı ve Güvenliği Dergisi 2007;34:10-3.
  • Tuğcu İ. Kronik Mekanik Bel Ağrılı Hastalarda Egzersiz ve Fizik Tedavi Modaliteleri ile Birlikte Uygulanan Fonksiyonel Bel Okulunun Etkinliği- Kısa Dönemdeki Sonuçlar. Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi 2008 Cilt: 54 Sayı: 2
  • Erkal H. Bel Okulunun Etkinliğinin Eğitimli ve Eğitimsiz Gruplarda Karşılaştırılması Doktora tezi 2014
  • Suyabatmaz Ö. Kronik Mekanik Bel Ağrılı Hastalarda Bel Okulunun Etkinliğinin Araştırılması İstanbul Tıp Dergisi 2011;12(1):5-10
  • Koes B, van Tulder M. Low back pain (acute). BMJ Clin Evid 2006; 04:1619-33.
  • Ribeiro LH, Jennings F, Jones A, Furtado R, Natour J. Effectiveness of a back school program in low back pain. Clin Exp Rheumatol 2008; 26:81-8.
Dr. M. Bülent Dik

Dr. Mehmet Bülent DİK;  1959 İskenderun doğumludur. İlk, Orta ve Lise eğitimini İskenderun’da tamamladı.  Evli ve 2 çocuk babasıdır. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. Sağlık Ocağı Hekimliği, Hastane Kat Hekimliği, Ambulans Hekimliği ve İşyeri Hekimliği yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Acil Yardım ve Cankurtarma Müdürlüğünde Acil Sağlık Hizmetlerinden Sorumlu Müdür Yardımcısı olarak görev aldı. 1992 yılından bu yana İşyeri Hekimliği yapmakta olup, İlkyardım Eğitmenliği, İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğiticisi belgesine sahiptir. 2011 yılından beri Tez Medikal Ortak Sağlık ve Güvenlik Biriminde İşyeri Hekimliği, Proje Ekip Liderliği, Eğitmenlik, Tez Akademi Yöneticiliği gibi çeşitli pozisyonlarda görev alan Mehmet Bülent DİK; özellikle meslek hastalıkları, endüstriyel hijyen ve ergonomi konularında çalışmalar sürdürmektedir. Türk Tabipler Birliği ve Endüstriyel Toksikoloji ve Hijyen Derneği üyesidir. Ulusal Bilimsel Toplantılarda Sunulan ve Bildiri Kitaplarında Basılan Bildiriler 1. İş Sağlığı Güvenliği Profesyonellerinde Ergonomi Bilinci 28. Ulusal Ergonomi Kongresi 14-16 Ekim 2022/ Eskişehir ( Bildiri ve Sözlü Sunum) 2. İşe Bağlı Ses Hastalıklarının Yönetiminde Vokal Ergonomi. 27. Ulusal Ergonomi Kongresi 25 – 27 Mart 2022 / İzmir (Bildiri ve Sözlü Sunum) 3. Çalışma Hayatında Yeni Düzen Evden Çalışma Modeli İle Hibrit Çalışma Modeline Geçişe Dair Ergonomik Risk Analizi 27. Ulusal Ergonomi Kongresi 25 – 27 Mart 2022 / İzmir (Bildiri ve Sözlü Sunum) 4. İşyerlerinde Ergonomik Tasarım. 25. Ulusal Ergonomi Kongresi 18-20 Ekim 2019 / Samsun (Bildiri ve Sözlü Sunum) 5. Çalışma Duruşunun Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıklarına Etkisi 25. Ulusal Ergonomi Kongresi 18-20 Ekim 2019 / Samsun (Bildiri ve Sözlü Sunum) 6. Ergonomik Risk Değerlendirme Yöntemlerinin Karşılaştırılması. 24. Ulusal Ergonomi Kongresi 28-30 Eylül 2018 / Erzurum (Bildiri ve Sözlü Sunum) 7. Ofis Çalışmalarında Ergonomik İyileştirme Önerileri 24. Ulusal Ergonomi Kongresi 28-30 Eylül 2018 / Erzurum (Bildiri ve Sözlü Sunum) 8. Uçak Yükleme Boşaltma İşlerinde Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıkları. 24. Ulusal Ergonomi Kongresi 28-30 Eylül 2018 / Erzurum (Bildiri ve Sözlü Sunum) Uluslararası Bilimsel Toplantılarda Sunulan ve Bildiri Kitaplarında Basılan Bildiriler 1. Petrokimya Endüstrisinde İş Sağlığı Güvenliği Riskleri ve Korunma Prensipleri. İETOX2020: Uluslararası Endüstriyel ve Çevresel Toksikoloji Kongresi, 18-25/Kasım 2020, Çevrimiçi Kongre  (Bildiri ve Sözlü Sunum) 2. Çalışma Hayatında Yeni Düzen Evden Çalışma Modeline Yönelik Ergonomik Risk Analizi. İETOX2020: Uluslararası Endüstriyel ve Çevresel Toksikoloji Kongresi, 18-25 Kasım 2020, Çevrimiçi Kongre (Bildiri ve Sözlü Sunum) 3. Ergonomik Risk Değerlendirme Yöntemlerinde Güncel Gelişmeler – BAuA Yöntemi İETOX2020: Uluslararası Endüstriyel ve Çevresel Toksikoloji Kongresi, 18-25 Kasım 2020, Çevrimiçi Kongre (Bildiri ve Sözlü Sunum) 4. Lojistik Sektöründe Meslek Hastalıkları / İşle İlgili Hastalıklar. 4. Uluslararası Mesleksel ve Çevresel Hastalıklar Kongresi 5-8 Mart 2020 İstanbul (Bildiri ve Sözlü Sunum) 5. İş Sağlığı Güvenliği Pratiğinde Meslek Hastalıklarını Öngörme ve Önleme.  İETOX2019: Uluslararası Endüstriyel ve Çevresel Toksikoloji Kongresi, 26-29/Ekim/2019, Antalya (Bildiri ve Sözlü Sunum) 6. İş Yerlerinde Kimyasal Maddelerin Maruziyet Yönetimi.  İETOX2019: Uluslararası Endüstriyel ve Çevresel Toksikoloji Kongresi, 26-29/Ekim/2019, Antalya (Bildiri ve Sözlü Sunum)