728 x 90

Gıda Üretim Çalışanlarının Karşılaştıkları Biyolojik Tehlikeler ve Tehlike Yönetimi

Gıda Üretim Çalışanlarının Karşılaştıkları Biyolojik Tehlikeler ve Tehlike Yönetimi

Günümüzde artan nüfus, gelişen sanayi ve değişen hayat koşulları gibi etmenler…

Günümüzde artan nüfus, gelişen sanayi ve değişen hayat koşulları gibi etmenler hazır gıda talebi ve tüketimini hızla arttırmaktadır. Gıda ürünleri ve içecek imalatı sektörü, ticari hacmi düşünüldüğünde bugün dünyadaki en büyük sektörlerden birisi haline gelmiştir. Geniş bir yelpazeye sahip olan gıda sanayi, alt dalları açısından birbirinden farklı özellikler taşıyan sektörleri barındırmaktadır. Yiyecekler ham olarak alınmakta, işlenmekte ve paketlendikten sonra tüketim için piyasaya sürülmektedir. Bu süreçte pek çok fiziksel ve kimyasal işlemler gerçekleştirilmektedir.

Et ve balık ürünleri, tahıllar, meyveler, şeker, süt ve süt ürünleri, bisküviler, ekmekler, pasta ve çikolata, sıvı ve katı yağlar ve daha birçok ürün bu sektörde üretilmektedir. Ürün çeşitliliği açısından da pek çok farklı türde sanayi kuruluşunda çok farklı tipte ürünler üretilmektedir. Ürün çeşitliliği çok fazla olmasına rağmen gıda ürünleri ve içecek imalatı sektöründe imalat aşamalarında temelde benzer proseslerin uygulandığı görülmektedir. Gıda ürünleri ve içecek imalatı sektöründe çalışan sayısının yüksekliği ve iş kazalarının da yoğun olarak yaşanması, bu sektördeki işyerlerinde mevcut tehlike ve risklerin belirlenmesi ve gerekli İSG tedbirlerinin uygulanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Gıda ve içecek sektörü çalışanlar için çok yüksek ısılara maruziyetten kayma ve düşmelere, hatta şarbon gibi bulaşıcı hastalıklara kadar uzanan bir çok tehlikeyi barındırmaktadır. Bu yazıda gıda sektörü çalışanlarının karşılaştıkları biyolojik tehlikeler ve bu tehlike ve risklerin nasıl azaltılabileceği değerlendirilecektir.

Son yıllarda işçileri Covid-19 virüsünden korumaya yönelik gündem, kamuoyunun dikkatini gıda üretimine ve sektördeki işçilere yöneltmiştir. Ancak pandemi bir güvenlik konusu olmaya devam etse de işçilerin genel sağlık ve güvenliğine gösterilecek özen her zaman bir öncelik olmalıdır.

Türkiye, gıda alanında üretim gücünü tarımsal üretimden almaktadır. Aynı zamanda, FAO verilerine göre 2019 yılı itibariyle 60 milyar dolarlık tarımsal üretimi ile dünyanın 9. büyük tarım ülkesi konumundadır. Gıda sanayi, hammaddesinin büyük bölümünü tarım sektöründen elde etmektedir. Yapılan bir değerlendirmeye göre ülkemizde tarımsal ürünlerin ortalama %35-40’ı sanayide değerlendirilirken, bu oran gelişmiş ülkelerde %60-80 arasında değişmektedir. Alt sektörler bazında bu oran %3 ile 100 arasında değişmektedir.

Gıda İmalat İşçileri Ne Gibi Biyolojik Tehlikelerle Karşı Karşıyalar?

Biyolojik tehlike genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dahil olmak üzere, bitki, hayvan ya da insan kaynaklı insan sağlığına zarar verebilecek mikroorganizma, hücre ya da diğer organik maddeyi ifade etmektedir. Bu tanım, bakterileri, virüsleri, parazitleri, mantarları, prionları, DNA materyallerini, vücut sıvılarını,ve herhangi bir organizma ve bunların allerjen ve toksinlerini içerebilir, ancak bunlarla sınırlı değildir. Sağlığa olan etkiler bulaşıcı veya bulaşıcı olmayan hastalıkları içerebilir. Çalışma ortamındaki biyolojik tehlikelerin biyolojik vektörleri ya da hastalığı ileten diğer unsurları da içerdiği düşünülebilir.

Uluslararsı Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1919 tarihli “Şarbon Önleme Tavsiye Kararı ‘nın (No.3) kabul edilmesinden bu yana, biyolojik tehlikeler, bunların önlenmesi ve neden oldukları hastalıkların tedavisine ilişkin bilgilerde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bulaşıcı olmayan biyolojik tehlikelerin önemi hem işyerleri, hem de toplumda giderek daha belirgin hale gelmekte  ve işyerlerinde alınacak önlemlerin tüberküloz, HIV/AIDS, sıtma ve influenza gibi küresel sağlık tehditleri yanısıra Covid-19 pandemisi gibi pandemileri de önlemeye ve kontrol altına almaya yardımcı olabileceği kabul edilmektedir.

İşyerlerinde Risk Değerlendirmesi

Biyolojik tehlikelerin yönetimi kuruluşların tehlikeleri etkili bir şekilde tanımlamasına ve faaliyetlerinin barındırdığı biyolojik riskleri ortadan kaldırmak, değiştirmek, kontrol etmek ya da mümkün olabildiğince azaltmak için gerekli yöntemleri geliştirmelerine yardımcı olur. Son derece tehlikeli riskler olduğunda ortadan kaldırılmalı, bunun mümkün olmadığı durumlarda da riskleri azaltmak için uygulanabilir bütün önlemler alınmalıdır. Risk yönetim sistemi, organizasyonun hedeflerine ulaşmak için üstlendiği süreç ve eylemleri planlama,uygulama, gözden geçirme ve iyileştime döngüsü yoluyla sürekli iyileştirme kavramı üzerine kurulmalıdır. Yönetim, çalışanlar ve onların temsilcileri arasındaki işbirliği biyolojik tehlikelerin önlenmesine ilişkin tüm önlemlerin temel bir unsurudur.

Tehlike tanımlamasında patolojik mekanizmalar, bulaşma yolları (direk, ya da dolaylı temas, aerosol, damlacık, eşyalar, su, vektörler, yiyecekler, hayvanlar) ve maruziyet yolları (örneğin soluma, yutma, deri, derialtı, muköz membranlar, damar yolu) dikkate alınmalıdır.

İşyerindeki Biyolojik Tehlikeler Değerlendirilmelidir:

  • Hastalık ya da yaralanmaya yol açabilecek durumlar, olaylar ya da koşulların birleşimi;
  • İşle, ürünle ya da hizmetle ilişkili olası yaralanma ya da hastalığın niteliği;
  • Geçici işçiler dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere bulaş ya da zarar görmesi olası olanlar, genç işçiler, yaşlı işçiler, göçmen işçiler ve gebelik, emzirme bağışıklık sistemi baskılanmış ve mevcut hastalığı olan çalışanlar;
  • Geçmişteki yaralanma ve hastalıklar, allerjik reaksiyona eğilim, herhangi bir olay ya da bir sağlık etkisinin erken bulgularına sahip olan çalışanlar.

Risk değerlendirmesi kontrol amaçlı tanımlanan her tehlike için yaralanma veya hastalığın derecesini belirlemek üzere kullanılan bir yöntemdir. Riskin derecesinin saptanması sırasında işçilerin cinsiyet, yaş, maluliyet, etnisite, sağlık durumu ve hastalıkları gibi unsurlara özel dikkat gösterilmelidir.

Bir Biyolojik Risk Değerlendirmesi Aşağıdaki Beş Adımı İçermektedir:

  1. Biyolojik tehlikelerin tanımlanması;
  2. Kimin ve nasıl zarar göreceğinin belirlenmesi;
  3. Zararın olasılığının ve şiddetinin, nasıl ortadan kaldırılacağının ve bu mümkün değilse bu risklerin nasıl kontrol edileceğini içeren ölçümlerden oluşan biyolojik risklerin değerlendirilmesi;
  4. Biyolojik risk değerlendirmesinin sonuçlarının kaydedilmesi ve iyileştirme için önceliklerin belirlenmesi ve;
  5. Gerektiğinde biyolojik risk değerlendirmesinin gözden geçirilmesi ve güncellenmesi.

Biyolojik Risk Değerlendirmesi Her Tehlikeyi Aşağıdaki Kriterlere Göre Sınıflandırmalıdır:

Ani, kısa ve uzun dönem zarar (enfeksiyon,allerji, toksisite, hastalık, kaza) verme olasılığı, olası zararın şiddeti, etkenin içinde bulunduğu ortam, çevredeki dayanıklılığı, olası aerosol veya sıçrama, iletim şekli, bir topluluktaki bulaşıcılığı, önleyici tedbirlerin mevcudiyeti ve etkinliği, etkili kontrol önlemlerinin mervcudiyeti ve etkinliği, tıbbi tedavilerin mevcudiyeti ve etkinliği; bir patojenin nadir olması, tekrar ortaya çıkma riskinin değerlendirilmesi açısından kısmen ya da tamamen ortadan kaldırılmış olması.

Biyolojik tehlikelerle karşılaştıklarında zarar görebilecek çalışanların tanımlanması aşağıdaki noktaları dikkate almalıdır: çalışanların tıbbi geçmişleri, aşılanma  durumları, antijen ya da antikor test sonuçları ilgilenilen özel etmenler için bazal antikor titreleri, uygunsa koruyucu tedavilerin ulaşılabilirliği ve kullanımı ve herhangi bir yatkınlık yaratan durumu içeren güncel sağlık durumu.

Çalışanların Sağlık Gözetimi

İşçi sağlığı gözetimi etik ve teknik yönergeler çerçevesinde mesleki ve işle ilgili yaralanmaların, sağlığın bozulması ve hastalıkların birincil olarak önlenmesi temel amacıyla yürütülmelidir.

Bu gözetim mesleki risklere bağlı sağlık sorunlarının belirti ve semptomları hakkında veri toplanmasını da içeren, çalışanların doğrudan tıbbi muayene yolu ile aktif sağlık gözetimi içermelidir.

İşyerindeki biyolojik tehlikelere ait sağlık gözetimi kazanç kaybına yol açmadan, ücretsiz, ve mümkün olduğunca çalışma saatleri içinde yapılmalıdır. İşçilerin kişisel tıbbi verileri tıp mesleği gizlilik ilkeleri gereğince elde edilmeli ve aynı mesleki gizlilik kurallarına uygun olarak saklanmalıdır. Bu veriler diğer tüm tıbbi verilerden ayrı korunmalıdır. Bu tıbbi kayıtlara erişim yalnız tıbbi profesyonellere açık olmalıdır.

Tehlikeli Olayların Araştırılması, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları

Biyolojik tehlikelere bağlı bir kaza, mesleki hastalık ya da tehlikeli bir olayın meydana gelmesinin ardından kökeni ve altında yatan nedenler araştırılmalıdır. Bu araştırma işyerinde biyolojik tehlikelere ait mevcut önleme ve kontrol tedbirlerindeki hataların belirlenmesine yönelik olmalı ve belgelendirilmelidir. Şirketin yetkilileri dışında yasal otorite tarafından atanan iş müffettişleri soruşturmayı yürütmelidir.

Müffettişler tarafından görevlerinin yerine getirilmesini etkilemeyeceği belirtildiği sürece, işveren temsilcileri ve çalışanlar da soruşturmaya katılma olanağına sahip olmalıdır. Tüm koşullar altında soruşturmanın bulguları ve kaydedilen ilerlemeler hakkında zamanında  yasal uygulamalar ışığında bilgilendirilmelidirler.

Acil Durumlara Hazırlık ve Müdahale

Son yıllarda çalışma dünyası biyolojik tehlikelerle ilgili çok çeşitli acil durumlara özellikle SARS, (ciddi akut solunum sendromu) H1N1 influenza, Ebola virüs hastalığı, Zika virüs hastalığı ve COVID-19 gibi bulaşıcı hastalık salgınlarına tanık oldu. Dahası pandemiler işyerlerinde ikincil olay ve acil  olaylara da neden olabilir; bu durum işyeri su şebekelerinin mikrobiyal kontaminasyonu ve COVID-19 salgını karantinaları sonrasında yeniden açılma sırasında ortaya çıkan Lejyoner hastalığı salgınları ile kanıtlanmıştır. Isı yükselmesi farklı sektörlerin açık havada çalışan işçileri için Lyme hastalığı, dengue ateşi, Chikungunya ve Zika virüs hastalıkları gibi vektör kaynaklı hastalıkların iletim ve yayılmasını arttırmıştır. İklim değişikliği, hızlı kentleşme ve tarım arazisi kullanım şekillerinin değişmesi çalışma dünyasında biyolojik tehlike ve bulaşıcı hastalık risklerinin ortaya çıkmasını arttırabilir.

İşyerlerinde acil durum hazırlık ve müdahale planları oluşturulmalı, dönemsel olarak güncellenmeli ve sürdürülmelidir. Bu düzenlemeler işyerlerini etkileyebilecek biyolojik tehlikelere bağlı olayları, acil durumları ve salgınları tanımlamalıdır. Planlar işyerinin büyüklüğü ve faaliyet gösterdiği iş kolunun yanısıra konumuna ve çevre özelliklerine göre düzenlenmelidir.

İşverenler tehlikelerin niteliğini, acil durumları ve salgınları, kilit müdahale ekiplerini, ve sorumluluklarını içeren bir  acil durum eylem planı oluşturmalı ve bu plan;

  • Bir olay, acil durum veya salgın durumunda tüm çalışanları ve diğer ilgili tarafları korumak için gerekli bütün bilgi, iç iletişim ve koordinasyonu sağlamalı;
  • İlgili yetkili makamların yanısıra toplum ve acil durum müdahale hizmetlerine bilgi ve iletişim sağlamalı;
  • Acil durum önleme, hazırlık ve müdahale prosedürlerine ilişkin düzenli tatbikatlar da dahil olmak üzere işyerindeki tüm çalışanlara ve işletme bünyesinde acil bir duruma karışabilecek herhangi bir kişiye her düzeyde ve yeterliliklerine göre bilgi, eğitim ve talimat sağlamalıdır.

İşyerlerinde acil durumlara hazırlık ve yönetim adımları şunlardır:

  • Biyolojik tehlikelerin acil durumlara yol açabileceği potansiyel durumların tanımlanması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi;
  • Biyolojik tehlikelerin neden olduğu bulaşıcı veya bulaşıcı olmayan hastalık vakalarının erken tespiti için yöntemlerin sağlanması ;
  • Tutarlı ve etkili iletişim yoluyla vakaların halk sağlığı ve meslek hastalığı sistemleri aracılığı ile hızlı raporlanması;
  • İşçilerin kimin karar verme yetkisine sahip olduğu konusunda emin oldukları şeffaf emir- komuta zincirine sahip bir organizasyon kurulmalıdır. Acil durum müdahale ekipleri oluştutulması ve çalışmalarını koordine edecek sorumlu kişilerin seçimi;
  • Gerekli olduğunda uzman görüşü ve desteği alınması;
  • Halk sağlığı otoriteleri ve uygun olduğu durumlarda harici acil servislerle yerel ve ulusal düzeyde koordineli destek sisteminin uygulanması;
  • Biyolojik tehlikelerin kontrol altına alınması, tedaviler, önleme yöntemleri konusundaki araştırmalardan yararlanmak üzere işbirliği yapılması.

Kaynaklar:

  • İSGİP PROJESi (csgb.gov.tr)
  • ISIC (International Standard Industrial Classification of All Economic Activities)-2008)
  • TC Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı-Gıda ve İçecek Sektör raporu2022
  • Gıda ve İçecek Sektörü Sektör Raporu 2021, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Genel Müdürlüğü, 2022
  • SGK yıllık istatistikler 2022
  • 2022-yili-gida-sektorunde-is-sagligi-ve-guvenligi-programli-teftisi.pdf (csgb.gov.tr)
  • ILO Meeting of Experts for the tripartite validation of the technical guidelines on biological hazards Geneva, 20–24 June 2022
  • Sectoral Activities Programme; Industrial Activities Branch;Occupational safety and health in food industries;ILO; SAP 2.35/WP.62
Dr. Nahide Semin Diren