Gelişen tıbbi teknoloji ve sağlık sistemlerine karşın kalp-damar hastalıkları dünyada yeti yitimine ve ölümlere yol açan kronik hastalıklar arasında ilk sıralarda yer almaya devam etmektedir.
Gelişen tıbbi teknoloji ve sağlık sistemlerine karşın kalp-damar hastalıkları dünyada yeti yitimine ve ölümlere yol açan kronik hastalıklar arasında ilk sıralarda yer almaya devam etmektedir. Kalp – damar hastalıkları; kalp ve kan damarlarının bozukluklarıdır ve koroner kalp hastalığı, inmeler, hipertansiyon, doğumsal ve edinsel kalp hastalıklarını da içerir. Bu hastalıkların büyük bir bölümünü kalp damarlarının kısmen daralması hatta tıkanması sonucu gelişen koroner kalp hastalığı oluşturmaktadır.
Dünyadaki kronik hastalık profiline benzer şekilde ülkemizde de ölüm nedenleri arasında kalp-damar hastalıkları ilk sırada yer almaktadır. İkinci sırada tümörler, üçüncü sırada ise solunum sistemi hastalıkları gelmektedir. 1990 yılından bu yana sürdürülen Türk Erişkinlerindeki Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri (TEKHARF) çalışması, 1990-2016 yılları arasında ülkemizde gerçekleşen ölümlerin %42’si koroner kalp hastalığı kaynaklı olduğunu ortaya koymakta olup bu ölümlerin yaklaşık yarısı daha önce belirti vermemiş ve teşhis edilmemiş bireylerde görülmektedir. Böyle bir tablonun varlığı doğal olarak kalp damar hastalıklarına yol açan sağlık risklerinin belirlenmesi ve önlem gerekliliğinin önemini artırmaktadır.
Kalp ve damar hastalıklarının gelişiminde; yaş, cinsiyet, ailede kalp damar hastalığı öyküsünün varlığı gibi değiştirilemez risk faktörlerinin yanı sıra, obeziteye yol açabilen sağlıksız beslenme, tütün kullanımı, fiziksel hareketsizlik gibi olumsuz davranış tarzları ve alışkanlıkların rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu risk faktörlerinin yanı sıra çalışma ortamındaki faktörler de koroner damar hastalıklarının gelişmesinde rol oynayabilmektedir.
Çalışma hayatına ilişkin risk etmenleri arasında ise; stres, aşırı iş yükü, gece çalışması, gürültü, soğuk-sıcak ortamda çalışma, uzun çalışma saatleri, vardiyalı çalışma sayılabilir. Bilimsel yazında en sık iş stresi ve psikososyal faktörler ile ilgili çalışmalar yapılmış olsa da, yüksek gürültü ve vardiyalı çalışmaya ilişkin kanıtlar da bulunmaktadır
- Kalp-damar hastalıklarının görülme sıklığı geniş ölçüde yaşa ve cinsiyete bağlı olarak değişmektedir. İlerleyen her on yaş, hastalığa yakalanma riskini 2 kat artırmakta, erkeklerde kadınlardan daha erken yaşlarda başlamakta ve daha sık görülmektedir. Aslında, yaş gerçek bir risk faktörü olmaktan ziyade, riske maruz kalma süresi olarak önem taşımaktadır. Kalp-damar hastalıkları yaşlanan nüfusta daha yaygın olduğundan, bu demografik değişikliklerin kalp hastalıkları ve iş hayatının tüm yönlerini etkilemesi olasıdır.
- İş stresinin kalp-damar hastalıklarında tetikleyici rolü iyi bilinmektedir. Psikolojik stresin kalp-damar hastalıklarının gelişimi, ilerlemesi ve seyri üzerinde güçlü etkilerinin olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Depresyon ile kalp damar hastalıkları arasındaki ilişkide araştırılmış olup depresyonu olan bireylerin yaklaşık %20’sinde kalp sağlığı sorunları olduğu belirtilmektedir.
- Yüksek gürültü sürekli olarak yüksek kan basıncıyla ilişkilendirilmiştir. Gürültü stres etkeni olarak hareket edebilir ve potansiyel olarak kalp atış hızının ve kan basıncının artmasına neden olabilir. Yapılan çalışmalarda gürültü ile koroner kalp damar hastalığı riskinde artış arasında anlamlı ilişki bulunmuştur.
- İşyerindeki aşırı sıcak veya soğuk ortamlarda çalışmanın kalp-damar hastalığı tanısı konmuş çalışanlarda akut olay riskini artırma olasılığı söz konusudur.
- Gece çalışması ve vardiyalı çalışmalar öncelikle bireyin uyku-uyanıklık döngüsünü ve sirkadiyen ritmini (biyolojik saatini) bozarak olumsuz sağlık etkilerine yol açmaktadır. Yapılmış pek çok bilimsel araştırmada vardiyalı çalışmanın sirkadiyen ritim bozukluğu nedeniyle kalp-damar hastalıkları için spesifik bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir.
- Uzun süre oturarak çalışmalar, fiziksel aktivite azlığı nedeni ile diğer metabolik kronik hastalıkların yanı sıra kalp damar hastalıkları açısından da ciddi bir risk faktörüdür.
- Çalışma ortamlarında kullanılan kimyasallara ve toksik metallere maruziyetlerde kalp-damar hastalıkları açısından önemli etkilere neden olmaktadır. Krom, manganez, kurşun, kadmiyum gibi toksik metaller ile karbon monoksit, hidrojen sülfit, organofosfat bileşikleri, solventler gibi pek çok etken kardiyovasküler hastalıklara neden olabilen başlıca riskler olarak belirtilmektedir. Bilimsel yazında kaynak işçilerinin yoğun şekilde maruz kaldığı ince solunabilir metal tozlarının, kalp hızı değişkenliği üzerine olumsuz etkisi olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
- Bazı mesleklerde çalışanlarda iş süreçlerinin içerdiği risk faktörleri açısından kalp-damar hastalıklarının görülme sıklığında artış gözlemlenmektedir. Bu çalışanlar arasında uzun yol sürücüleri, itfaiye çalışanları ve acil müdahale ekipleri, metal ve petrokimya sektörü çalışanlarında kalp damar hastalıkları gelişme riskinin diğer meslek gruplarına oranla daha fazla olduğu pek çok çalışmada gösterilmiştir.
Güçlü bilimsel kanıtlar total kalp ve damar riskinin azaltılmasının sonucunun kalp krizi ve inmeyi önlediğini göstermektedir. Bu bilgiler ışığında, kalp ve damar hastalıklarından korunmada yaklaşım tarzı, genel riskin düşürülmesine yönelik olacak şekilde multi-disipliner programları içermelidir. Çalışanlarda farkındalığı artırmaya, davranışları değiştirmeye ve iyi sağlık uygulamalarını destekleyen ortamlar yaratmaya yönelik bu programların uygulanmasında hem işverene hem de çalışana düşen görevler ve işbirliği gerekliliği söz konusudur. Bu çerçevede; işyerlerinde toplu beslenme hizmetlerinde sağlıklı beslenmeyi destekleyici menüler yaygınlaştırılmalı, işle ilgili stres ve yorgunluk kaynakları mümkün olduğunca azaltılmalı, çalışma saatleri içerisinde kısa fiziksel aktivite molaları oluşturulmalıdır.
Çalışanların sağlık taramaları aksatılmamalı, bu taramalarda riskli çalışanların belirlenmesi hedeflenmeli, sağlıklı yaşam tarzı değişikliği konusunda yol gösterici eğitim ve sağlığı geliştirme uygulamaları başlatılmalıdır. Çalışma ortamı, çalışma biçimi ve işin sürdürülmesi sırasında karşılaştığı ortam riskleri değerlendirilip, sağlık izlemleri yüksek riskli bireylerin takibinin yanı sıra yaşam tarzı değişikliklerine uyumun sorgulanması esasına dayanmalıdır.
Kalp-damar hastalıkları nedeni ile işten bir süre uzak kalmak durumunda olan çalışanların işe dönüşlerinde fonksiyonel kapasiteleri değerlendirilirken, mevcut sağlık riskleri doğrultusunda yeniden uygun işe yerleştirme ve rehabilitasyon süreçleri dikkate alınmalıdır. Amaç her zaman olduğu gibi, iş nedeniyle çalışanların sağlık durumunun olumsuz etkilenmesinin önlenmesi olmalıdır.
Kaynaklar:
-
Tsutsumi A. Prevention and management of work-related cardiovascular disorders.
-
International Journal of Occupational Medicine and Environmental Health. 2015;28(1):4-7.
-
Çalışma Yaşamında Sağlık Gözetimi Rehberi. İş Sağlığı Güvenliği Genel Müdürlüğü. Ankara
-
Price AE. Heart disease and work. Heart. 2004 Sep;90(9):1077-84.
-
Go AS, Mozaffarian D, Roger VL, Benjamin EJ, Berry JD, Blaha MJ et al. (2014)Heart disease and stroke statistics-2014 update: a report from the American Heart Association. Circulation, 129:e28–e292.
-
Ünlü S, Cemri M, Boyacı NB. Psikolojik stres ve kardiyolojik hastalıklar: Hipertansiyon ve koroner arter hastalığı. Aslan S, editör. Stres, Tıp ve Psikiyatri. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2022. p.58-63.
-
Eriksson HP , Söderberg M , Neitzel RL , et al . Cardiovascular mortality in a Swedish cohort of female industrial workers exposed to noise and shift work. Int Arch Occup Environ Health 2021;94:285–93.
-
Gürdoğan, Muhammet, et al. “Metal sektörü çalışanlarının mesleki ve genel kardiyovasküler risk faktörleri bilgi düzeyleri.” Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi 43.4 (2015).
-
Bilgin B, Çetinkaya E, Demir S, Yardak Z, Kolaç N, (2021). Vardiyalı Çalışanlarda Uykusuzluk ve/veya Kalp Hastalıkları Riskleri: Sistematik Derleme. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 30(1), 13 – 21. 10.17827/aktd.741714
-
Özdede M, Çalışanlarda Kardiyovasküler Risklerin Yönetimi
-
Gimaeva, Zulfiya & Bukhtiyarov, I. & Bakirov, A. & Kaptsov, V.A. & Karimova, L.. (2020). Cardiovascular risk in petrochemical workers. Hygiene and sanitation. 99. 498-503. 10.47470/0016-9900-2020-99-5-498-503.
-
Nomiyama K, et al Lead induced increase of blood pressure in female lead workers Occupational and environmental medicine 2002 59 11 734 8








